Perşembe, Nisan 25, 2024

Adokim Genel Müdürü Tolga Sarı ile Röportaj

Türkiye’nin ilk %100 yerli Etil ve Butil Asetat üreticisi olan Adokim firmasının Genel Müdürü Sayın Tolga Sarı ile firmanın ürün çeşitlerine, satış faaliyetlerine ve gelecek yıllara dair hedeflerine değindiğimiz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.bülent sarı

Okurlarımıza kendinizden, profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?

1978 İstanbul doğumluyum ve işletme mezunuyum. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere kimya sektörünün çeşitli alanlarında yönetici olarak bu sene 19. yılımı tamamladım. 2019 yılı sonunda yurt dışından dönerek sektörün bu önemli yatırımı için ADO Grup ve Adokim ailesi bünyesine dahil oldum.

Kimya sektörü ve firmaları dışında hayatımda hiçbir yerde çalışmadım. Başka bir iş veya sektör bilmiyorum desem belki de yanlış olmaz.

Adokim’in başarı serüveni hakkında bilgi verebilir misiniz?

Başarı serüveninden evvel öncelikle Adokim hakkında bilgi vermek isterim. Adokim Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. bir ADO Şirketler Grubu ve Ak-fin Uluslararası Danışmanlık ortaklığıdır. ADO Grup sanayicilik geçmişi çok uzun olan, yaklaşık 2500 çalışanı ile yurt içi ve yurt dışı büyük tesislere sahip bir grup. Adopen, Adokapı, Adofilm, Accodo, Ado Air gibi marka ve şirketleri ile Türkiye’ye ve bölgeye mâl olmuş büyük bir dev. Ak-fin Uluslararası Danışmanlık ise büyük bir yurt dışı ticaret geçmişi ve tecrübesi olan bir Türkiye şirketi. Bu iki güçlü ve tecrübeli firmanın birleşimi Adokim markasını ve gücünü yarattı.

Tesisimiz Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde 25.000 m2 alan üzerine kurulu ve 15 milyon Dolar yatırım bedeli ile 2 yılda tamamlandı. Adokim farklı sektörlerde hammadde olarak kullanılan Etil Asetat ve Butil Asetat ürünleri üretmektedir. Yıllık 50.000 ton gibi çok yüksek bir üretim kapasitesine sahibiz.

Başarı serüvenine gelecek olursak; Adokim Türkiye’nin ilk ve tek %100 yerli Etil ve Butil Asetat üreticisidir. Başarı, buna cesaret etmek ve bu yatırım kararını almaktır en başta. Yapılmayanı yapmak, gerçekleşmemişi gerçekleştirmek cesaret, vizyon ve güçlü bir ekip ister. Adokim üst yönetiminde de bu cesaret ve vizyon vardı. Uzman ve güçlü bir ekip yaratılarak da Avrupa standartlarındaki bu örnek yerli tesis ve marka ortaya çıktı, ülkemizin sanayisine kazandırıldı. Bu başarı aslında ülkemize, insanlarımıza, sektörümüze inanmamızın ve güvenmemizin bir neticesidir.

Ürün çeşitleriniz nelerdir? Hangi sektörlere hizmet vermektesiniz?

2 tip ürünümüz var. Etil Asetat ve Butil asetat. Boya, ambalaj, matbaacılık, ambalaj ve matbaa mürekkepleri, yapıştırıcı, kozmetik, ilaç vb. olmak üzere de yaklaşık 20’nin üzerinde farklı ürün ve sanayi grubunda hizmet veriyoruz.

Yurt içi ve yurt dışı satış faaliyetleriniz nelerdir? Satış faaliyetlerinizde dikkate aldığınız unsurlardan bahseder misiniz?

Türkiye’de 60 bin–70 bin tonluk Etil Asetat hammadde pazarı ve 15 bin ton civarı da Butil Asetat pazarı var. Yani toplamda 70–80 bin tonluk bir pazar büyüklüğü var. Ve bu pazarın tamamı yurt dışından ithal ediliyor. Adokim ise 50 bin ton gibi çok yüksek bir üretim kapasitesine sahiptir. Bu sebeple iç piyasada çok kısa zamanda önemli bir pazar payına sahip olmayı hedefliyoruz. Bu hammaddelerin tüketimini yapan ve yıllardır ithal eden firmaların yerli bir üretici olarak Adokim’e yaklaşımları bizi daha da cesaretlendiriyor.

İhracata çok önem veriyoruz. 50 bin tonluk bu yüksek kapasiteli tesisi kurarken sadece iç piyasa için değil dünyada Etil ve Butil Asetat pazarında bir Türkiye markası olma hedefi ile yola çıktık. Ayrıca bu sektörde üretmek kadar lojistik de çok önemli. Tesislerimizde; ürettiğimiz bu ürünleri sanayinin talebine göre kara tankeri, Varil, IBC tank olarak yurt dışı ihracat faaliyetlerimizde ise İsotank ve deniz tankeri ile dökme sevk yapacak bir Lojistik alt yapısına sahibiz.

Adokim olarak Türkiye’de öncü girişimlerden birine sahipsiniz. Firmanızın ve bu faaliyetlerin ülkemiz açısından önemi nedir?

Daha önce de bahsettiğim gibi yurt içi sanayimizin Etil ve Butil Asetat tüketimi yıllık 70 bin ton civarı, pazar büyülüğü ise 70-80 milyon Dolar ve ülkemize tamamı ithal ediliyor. Adokim ülkemize bu yerli sermayenin yurt içinde kalmasını sağlayacak büyük bir fırsat yarattı. Burada açık konuşmak gerekirse elbette biz de ithal hammaddeler kullanıyoruz, ancak bu durum da ilerde muhakkak değişecektir. Diğer önemli konu da yerli bir üreticinin pazara girmesi ile rekabetin artarak bir fiyat disiplini sağlanacağını düşünüyorum. 2019 yılı sonuna doğru özellikle artan ithal Etil Asetat fiyatları ile sanayide bu hammaddeyi tüketen firmalar bunun çok sancısını çekti. Hiç kuşkusuz Etil Asetat ve Butil Astetat ürünlerini kullanan tüketici ve sanayiciye yerli bir üreticinin artık ülkede üretiyor olması pozitif yönde etki edecektir.

Teknolojinin sizin için önemi nedir? Hangi alanlarda teknolojiyi kullanıyorsunuz?

Röportajımızın başında da değindiğim üzere Adokim dünyadaki Etil ve Butil Asetat pazarında bir dünya markası olmak için yola çıktı. Dünya markası olmak ve bu pazarlara girebilmek için yüksek kapasite kadar yüksek ve stabil kaliteyi yakalamak da çok önemli. Biz de Avrupa standartlarındaki bu yeni tesisimiz ile Avrupa’da ve dünyada yaşı ilerlemiş tesisler ile rekabet edebilecek güçteyiz. Burada da teknolojik alt yapı devreye giriyor. Full otomasyon sistemi ile yönetilen bir fabrikamız var. Hatta bir adım daha ileri götürerek ERP yönetim sistemimiz içindeki kalite kontrol modülünü tesis otomasyon sistemimize entegre ettik. Lojistiğin dahil olması ile otomasyonda tam bir entegrasyon planlıyoruz. Stabil yani sürdürülebilir kalite için büyük bir yatırım bedeli ile Avrupa standartlarında hatta onun bile üzerinde bir Ar-Ge ve Kalite Kontrol Laboratuvarı da kurduk.

ADÖKİM Tesis

Sürdürülebilir bir dünya için üretim yaparken hangi önlemleri alıyorsunuz?

Doğal kaynak kullanımımızı ve atık üretimimizi mümkün olan en az seviyeye indirmek için yeni metodlar geliştirmeye çalışıyor, çevreye dost projeler ile çevre kirliliğini önlemeyi ve çevre koruma kapsamında kurulan sistemlerin sürekliliğini sağlamayı hedefliyoruz. Buna göre çevre birimimiz ile birlikte önemli Ar-Ge ve teknik çalışmalar içindeyiz.

Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz? Bu projelerin firmanıza yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ado Grup olarak teknoloji, spor, eğitim ve sağlık alanlarında birçok bölgemizde bir çok sosyal sorumluluk projesi içindeyiz. Sanayicilik dışında insanlar ile sosyal paylaşımda olmak asıl bir markayı marka yapan özelliktir. Eğitimde; Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü içinde Anaokulu’nun yapımı, Habipler İlköğretim Okulu Anasınıfları’nın yapımı, İstanbul Küçükköy Endüstri Meslek Lisesi’nde Doğrama Bölümü’nün atölyelerinin yapımı ve tüm makina teçhizatının temin edilerek bağışlanması, Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi binalarının yapımı, teknoljide; Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent A.Ş.’de teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri artırmak, üretim ve yaşamda daha fazla kullanılmasını sağlamak amacıyla Antalya Teknokent’e ortak girişimler yapıyoruz.

Sporda; Antalyaspor Tesisleri’nin yenilenmesi, Antalya Atatürk Stadyumu yenileme, Atik Antalya Tenis İhtisas Kulübü Tenis Kortları izleyici tribünlerinin yapımını üstlendik. Sağlıkta; Amatem Akdeniz Üniversitesi Madde Bağımlıları Rehabilitasyon Merkezi’nin yapılarak bağışlanması, Döşemealtı Sağlık Ocağı’nın yapılarak bağışlanması, Yeniköy Sağlık Ocağı Polikliniği’nin yapılarak bağışlanması, Bakırköy Devlet Hastanesi’nde yenileme faliyetlerinde bulunulması, Türk Kızılayı’na kan bağışı otobüsünün tam teçhizatlı olarak teslim edilmesi gibi görevler gerçekleştirdik. Ayrıca Ado Grup’a bir saat içinde en çok organ bağışlaması ile Guinness World Record verilmiştir.

Gelecek yıllarda gerçekleştirmeyi planladığınız çalışmalarınız var mı? Bunlar hakkında okuyucularımıza bilgi verebilir misiniz?

Hammadde tedarikinde dışa bağımlılığı azaltmak konularında proje çalışmalarımız var. Günü geldiği zaman bunlarla ilgili de bilgiler vereceğiz.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Öne çıkan haberler