Salı, Mayıs 7, 2024

Deprem Atıkları ve Geri Dönüşüm

Deprem Atıkları ve Geri Dönüşüm

Deprem bölgesinde yaşanan birçok sıkıntının yanı sıra binaların yıkılması sonucu ortaya çıkan moloz yığınları, beton atıkları da büyük bir sıkıntı oluşturmaktadır.

Uzmanlar özellikle bu atıkların ne yapılacağına, nasıl toplanması gerektiğine dair çalışmalar gerçekleştirmektedirler. Hesaplanan verilere göre depremde ve sonrasında toplam olarak 170 milyon tona yakın bir moloz atığı ile karşılaşacağız.

Bu yıkıntıların arasında ise yalnızca inşaat atıkları değil aynı zamanda mobilya, beyaz eşya, elektronik aletler vb. de bulunmaktadır. Burada uzmanların asıl üstünde durdukları konu moloz yığınlarının insan ve doğa yaşamı için tehdit oluşturmasıdır. Uzmanlar insan yaşamı için tehdit oluşturan bu moloz yığınlarından bahsederken en çok asbestin üstünde durmaktadırlar.

Türkiye’de 2010 yılında yasaklanana kadar pek çok binada asbest kullanılmıştır ve asbestin solunmasının insan sağlığı için birçok zararı bulunmaktadır. 2010 yılından önce yapılıp yıkılmış binalarda asbest tehlikesi bulunmaktadır.

Aynı zamanda bu yıkıntılardan yayılan tozlar da asbest haricinde yine insan sağlığı için zararlıdır, bu toz yayılımının önlenmesi için ise uzmanlar yıkıntıların sulanması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Sulama sayesinde bu yıkıntılardan kalkacak tozlar bir nebze de olsa azaltılabilir.

Deprem Atıkları ve Geri Dönüşüm

Asbestin Zararları

“Aktoprak” da denilen asbest inşaat gibi birçok sanayi alanında 2010 yılından önce kullanılmıştır. Binalarda özellikle yalıtım malzemeleri, yer ve tavan döşemeleri, kazan daireleri yapı elemanları, contalarda asbest kullanılıyordu. Binaların yıkılması, sıvaların dökülmesi, çatı bütünlüğünün bozulması gibi etmenlerle ise bu asbest lifleri havaya karışmıştır ve liflerin solunması sonucunda kişiler asbeste maruz kalmaktadırlar.

Uzun süre asbeste maruz kalınması ise akciğer hastalıkları, kireçlenme, kansere sebep olmaktadır. Bu sebeple de yıkıntıların sağlığa en az zarar verecek şekilde toplanması önemlidir. Özellikle tehlikeli atıklar depolanırken yer altı sularını kirletmemesine önem
verilmelidir ve bu atıkların depolanacağı alanın zemin özellikleri de bu sebeple oldukça önemlidir.

Aynı zamanda bu atıkların bu konuda profesyonel ekipler tarafından doğru ekipmanla toplanması da önemlidir, özellikle bu yıkıntıları toplayacak kişilerin solunum yollarını korumak için maske takmaları gerekmektedir. Yine yıkıntılara yakın bir şekilde yaşamaya devam eden kişilerin de maske kullanmasını uzmanlar tavsiye etmektedirler.

Atıkların Geri Dönüşümü

Asbestin yanı sıra bu atıkların atılacağı yerler de çok önemlidir. Zehirli bir atık olmasa da; bu moloz yığınlarının doğaya bırakılması doğal yaşama, sulak alanlara zarar verecektir. Bu sebeple de atıkların doğru bir şekilde toplanması, depolanması ve mümkün ise geri dönüştürülmesi sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir.

Atık yönetiminde iki aşama olmalıdır; bu aşamalardan ilki geçici ve nihai depolama alanlarının atık miktarı ile orantılı olarak seçilmesidir. Aynı zamanda bu depolama alanlarında olası tehlikelere karşı güvenlik önemleri de alınmalıdır, örneğin; yangın
ihtimaline karşı atıklar belli bir seviyenin üzerinde tutulmalıdır.

Atık yönetiminde ikinci aşama ise bu atıkların ekonomik ve doğal yaşamın korunmasına
yönelik olarak geri kazandırılmasıdır. Burada enkaz alanlarına geri dönüşüm tesisleri kurulması gerektiği de uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Bu tesislerde yıkıntılarda ayırma, kırma, eleme ve sınıflandırma yapılır ve böylece atıklar geri dönüşüme uygun hale
getirilir. Geri dönüşüm ekonomiye ve doğaya katkı sağladığı gibi, yeni istihdam alanlarının da oluşmasını sağlamaktadır.

İnşaat ve yıkıntı atıklarının en çok değerlendirildiği alanda ise karşımıza agrega üretimi çıkmaktadır. Agrega; harç ve beton gibi malzemelerin yapımında su ve çimento ile karıştırılarak kullanılan çakıl ve kum gibi mineral yapılardır. Yapılan araştırmalara göre
agrega kullanımı ise %16 oranında daha düşük CO2 emisyonu ve %35 oranında daha düşük enerji tüketimi sağlamaktadır.

Moloz atıklarında da bulunan bu yapı; yol yapımında, beton üretimi ve ıslahında ve drenaj sistemlerinde kullanılabilir ve böylece bu atıklar tekrar değerlendirilebilir. Yine aynı şekilde bu moloz yığınları ayrıştırılarak depolanırsa; bu yıkıntılar içindeki metal ve ahşaplar da geri dönüştürülebilir ve böylece yeni ürünler için hammadde olarak kullanılabilir.

Örneğin; ahşap ve odunlar yakıt olarak kullanılabilir veya çevre düzenlemesi için bu atıklardan yararlanılabilir. Bölgede tamamen yıkılmış binaların yanında kontrollü bir şekilde yıkılması gereken yapılar da yer almaktadır.

Bu yapıların yıkım işlemleri sırasında çıkarması kolay (kapı, cam vb.) donanımlar kurtarılabilir ve tekrar kullanılabilir. Dış duvarlarda bulunan deforme olmuş ısı yalıtım malzemeleri de toplanarak başka binalarda ses yalıtım malzemesi olarak değerlendirilebilir.

Yine ortaya çıkan ambalaj atıkları da yeniden kullanılması için tedarikçilere iade edilebilir.
Atık yönetiminin doğru yapılması ile deprem sebebiyle oluşan moloz yığınları doğru bir şekilde değerlendirilebilir. Atıkların ayrıştırılarak geri dönüştürülmesi ile hem doğa ve insan yaşamı korunurken hem de ekonomik açıdan da verim sağlanabilir.

 

Kaynakça
https://gcris.iyte.edu.tr/bitstream/11147/13198/1/AFET%20B%c3%96LGES%c4%b0%20YIKINTI%20ATI%c4%9eI%20
Y%c3%96NET%c4%b0M%c4%b0%20.pdf
https://www.cmo.org.tr/deprem-bolgesinde-atik-yoenetimi
https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/son-dakika-deprem-atiklarinin-yonetiminde-en-buyuk-sorun-zamanla-yaris-7611312/
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/3-soruda-saha-bulgulari-deprem-atiklari-ve-cevreye-etkileri/2836176

 

Derleyen : Nilsu Kotil

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Öne çıkan haberler