Perşembe, Mayıs 16, 2024

İklim Değişikliği ve Su Programı 2022 Türkiye Sonuçları

Çevre raporlama platformu Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP / Carbon Disclosure Project) “İklim Değişikliği ve Su Programı 2022 Türkiye Sonuçları Raporu”na göre şirketler tarafından belirlenen iklim kaynaklı risklerin toplam finansal etkisi 24 milyar dolar civarındayken, bu risklere karşı tedbir almak için bu miktarın yaklaşık 9’da birine denk gelen 2,6 milyar dolar gerekiyor.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2010’dan bu yana Türkiye çalışmalarını üstlendiği CDP tarafından hazırlanan rapor, İstanbul’da düzenlenen “CDP Türkiye 13. İklim Değişikliği Konferansı ve Ödül Töreni” ile açıklandı.

Raporun sonuçlarına göre, 2022’de, iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma programları kapsamında çevresel verilerini açıklayan şirketlerin oranında yüzde 21 artış yaşandı.

Türkiye’de raporlama yapan şirketlerin yüzde 95’i, iklimle ilgili riskleri tanımlarken, bu risklerin, işletmeleri üzerinde önemli bir finansal veya stratejik etki potansiyeli olduğuna dikkati çekti.

Şirketler tarafından belirlenen iklim kaynaklı risklerin toplam finansal etkisi 24 milyar dolar civarındayken, şirketler bu risklere karşı tedbir almak için bu miktarın yaklaşık 9’da birine denk gelen 2,6 milyar dolar gerektiğini raporladı.

Türkiye’de şirketler tarafından en fazla raporlanan risk faktörü, karbon fiyatlandırma mekanizmaları oldu.

İklim Değişikliği ve Su Programı 2022 Türkiye Sonuçları

Emisyon azaltım hedefi koyan şirket sayısında önemli artış”

Raporun sonuçlarını değerlendiren Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu ve CDP Türkiye Projeler Yöneticisi Mirhan Köroğlu Göğüş, Türkiye’de emisyon azaltım hedeflerini Paris Anlaşması ile uyumlu olacak şekilde belirleyen şirket sayısında önemli bir artış olduğunu söyledi.

Göğüş, “2022’de, Türkiye’de 29 şirket Bilim Temelli Hedef belirledi. Bunlardan 8 tanesinin hedefleri Bilim Temelli Hedefler Girişimi tarafından onaylandı. Bu sayı 2020 senesinde sadece 1’di.” dedi.

Türkiye’de 2030 yılı ve sonrasını kapsayan, daha uzun vadeli hedefler belirleyen şirketlerin sayısında da artış kaydedildiğini belirten Göğüş bu durumun, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak ve küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak adına büyük önem taşıdığını söyledi.

Göğüş, sözlerine şöyle devam etti; “Ülkemizde belirlenen hedefler, kapsadıkları zaman dilimi açısından gittikçe daha azimli hale geliyor. 2030 ve sonrası için mutlak emisyon azaltımı hedefi koyan şirket yüzdesi son iki yıl içerisinde neredeyse dört kat arttı.

Bu değişim, son yıllarda daha çok şirketin, iklim değişikliği ile mücadelenin aciliyetini kavradığını ve bu amaçla daha azimli hedefler koyduklarını gösteriyor.”

“Zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması”

Konferansta, tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan ve Türkiye’de çok daha etkin bir şekilde uygulanması planlanan zorunlu sürdürülebilirlik raporlaması konusu ele alındı.

Program kapsamında bu yılki konferansın ana teması olan “İklim Değişikliği Raporlamasının Evrimi: Gönüllü Raporlamadan Zorunlu Raporlamaya Doğru” konulu bir panel gerçekleştirildi.

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Ata Can Bertay’ın moderatörlük yaptığı panelde CDP Kurumsal İlişkiler Kıdemli Yöneticisi Ji Yeon Kim, Cambridge Sürdürülebilirlik Liderliği Enstitüsü Sürdürülebilir Yönetim Danışma Kurulu Üyesi Simon C.Y. Wong ve Deloitte Orta Avrupa Sürdürülebilirlik Hizmetleri Direktörü Tomasz Gasinski konuşmacı olarak yer aldı.

Kaynak

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

BÖLÜM SPONSORU

Öne çıkan haberler