Çarşamba, Nisan 24, 2024

Pasif Versiyonu ve İletişimli Versiyonu ile İşitme Koruyucu Donanımlar

Mirey Bonfil – Teknik Koordinatör – 3M

Türkiye’de “5 dakika geçeceğim alt tarafı, kulak koruyucu donanım kullanmama gerek yok!” mantığı ne yazık ki çok yaygındır. Ancak bu durum bile, maalesef işitme duyusuna zarar vermektedir.

Özellikle yaşı ilerlemiş kişilerde doğal olarak karşılanan bu durumun, bilimsel çalışmalara bakıldığında aslında 40 yaşından itibaren başladığı görülmüştür. Ancak sadece yaşlılığa bağlı olarak oluşan işitme kayıplarında, kişilerin günlük hayatının çok fazla etkilenmeyeceği konusu paylaşılmıştır.

Endüstriden kaynaklı işitme kayıplarından korunmak amaçlı, Türkiye’de ve Avrupa’da EN 352 standart serisi kullanılmaktadır. EN 352 standartlar serisi (EN 352- 1: Kulaklıklar, EN 352-2: Kulak tıkaçları, EN 352-3: Barete monte kulaklıklar) kulak koruyucu donanımların yapım, tasarım, performans, işaretleme ve kullanıcı bilgilerini kapsamaktadır.

Seçilecek SNR (sönümleme) değeri ile ilgili bilgi vermez. Bu durumda, EN 458 “İşitme Koruyucuları – Seçim, Kullanım, Muhafaza ve Bakım – Kılavuz” isimli standarda bakılarak en doğruseçim yapılabilmektedir.

Türkiye’de yayımlanan “Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik” gereği 3 farklı maruziyet değeri mevcuttur. Yönetmeliğe göre en düşük maruziyet eylem değeri 80 dB(A), en yüksek maruziyet eylem değeri 85 dB(A) ve maruziyet sınır değeri 87 dB(A) olarak belirlenmiştir.

Bunların günlük hayatımızdaki etkisine baktığımızda, eğer bir çalışma ortamında yapılan 8 saatlik gürültü ölçümleri 80 dB(A) ve üzeri olarak raporlandı ise, işveren işyerinde kulak koruyucu donanım bulundurmak zorundadır. 85 dB(A) ve üzerinde ise, çalışanlar işverenin sağladığı kulak koruyucu donanımı kullanmak zorundadır.

Ancak genellikle iş güvenliği uzmanlarının seçmesi gereken SNR değerleri ile ilgili herhangi bir yönlendirme yönetmeliklerde bulunmamaktadır. Bu durumda özellikle EN 458 standardı önemli bir yere sahiptir.

Türkiye’de yapılan gürültü ölçümleri incelendiğinde, genellikle 8 saatlik dB(A) değerleri ile pik değerleri dB(C) cinsinden verilmektedir. Ancak EN 458 incelendiğinde, frekans değerlerinin de ölçüm sonuçlarına dahil edilmesi, doğru işitme koruyucu donanımın seçilmesinde çok büyük rol oynamaktadır.

Bu nedenle, frekansa bağlı ölçümlerin yaptırtılmasını öneririz. Genellikle tüm işitme koruyucu donanımların ambalajının üzerinde ve/veya kullanma kılavuzunda şu şekilde bir tablo mevcuttur.

Bir kulak koruyucu donanım için sönümleme değerleri belirlenirken, özel izole akustik bir ortamda farklı 16 kişiden oluşan bir topluluğa kulak koruyucu donanım giydirilerek 8 farklı frekans değerinde sönümleme değerleri ölçülür.

Tekrarlanan ölçümler sonucunda çıkan ortalama sönümleme değeri Mf olarak, hesaplamalar yapılırken ortaya çıkan standard sapma sf, ortalama sonuçtan standard sapmanın çıkartılması ile bulunan minimum değere ise APVf ismi verilir.

Yukarıda görülen büyük tabloya “oktav bant metodu” ismi verilir ve özellikle frekansa bağlı ölçümü elinde olan işyerleri için en doğru koruma seviyesini belirleyen metottur. Tablonun altında görülen H, M ve L değerlerine bakılarak HML metodu ile hesaplamalar gerçekleşebilir.

Burada 63, 125, 250 ve 500 Hz için olan değerlerden yola çıkılarak L (düşük frekansta gürültüler), 500, 1000 ve 2000 Hz için olan değerlerden yola çıkılarak M (orta frekansta gürültüler), 2000, 4000 ve 8000 Hz için olan değerlerden yola çıkılarak H (yüksek frekansta gürültüler) değerini belirtir.

Buna göre EN 458standardında verilen formüller ile gerekli hesaplamalar yapılarak seçilen kulak koruyucu donanımın uygun olup olmadığına karar verilir.

 

 

snr değeri

Son ve Türkiye’de en yaygın olan kısım ise tüm frekansların logaritmik ortalamasına göre hesaplanan SNR değeri ile hesaplamaları gerçekleştirmektir. SNR değerine göre, bir kulak koruyucu donanımın uygun olup olmadığına EN 458’de bulunan hesaplamalarla, karar verilir.

Ancak en çok uygulanan ve pratik olan metot, ölçülen gürültü ölçümlerinden, kulak tıkacının SNR değerinin çıkarılması sonucu kulağa iletilen gürültü düzeyinin 70-80 dB arasına denk geliyor olmasıdır.

Ne yazık ki bu hesaplamada frekans değerleri direkt hesaba katılmadığından yani ortalama üzerinden ilerlediğinden, doğru kulak koruyucu seçiminde son tercih edilen modeldir.

Pasif kulaklıkların yanında bir diğer model de iletişimli kulaklıklardır. Bu modeller kişisel koruyucu donanım sınıfına girmekle beraber, yani sönümleme sağlamakla beraber, aynı zamanda karşılıklı iletişimi de sağlayacaktır.

Özellikle uzun hatlarda, vinç operatörleri gibi uzak mesafe iş yapanlarda hem gürültüden korunmak hem iletişim sağlamak hem de verimi artırmak için bu gibi çözümler tercih edilir. İletişimli kulaklıklarda mevcut olan bir diğer özellik ise, “level dependant” özelliğidir.

Bu özellik sayesinde, insan sesi, forklift sesi gibi ortamsal sesleri kişilerin kulağına daha net bir şekilde verirken, kulağa zarar verecek sesleri, sönümleme değeri kadar sönümlemektedir.

Bu sayede, çalışanların kulağında kulaklık var iken, ortam seslerinden de izole olmadan çalışmalarını devam ettirebilirler. İletişimli kulaklıkların genel anlamda kendi içinde ikiye ayrılırlar.

Bazıları kendi içerisinde telsizi olanlar, bazıları ise telsize özel kablolar sayesinde bağlananlardır. Bu özellikler tamamen, çalışılacak ortama göre tercih edilmelidir.

İşitme koruyucu donanım ister pasif olsun ister iletişimli, sönümleme değeri belirlendikten sonra kulak kanalına uyumlu olması ve/veya doğru takılıyor olması en önceliklendirilmesi gereken konulardan biridir. Bunu da anlamanın tek yolu mevcuttur:

EARFit. ABD’de ve İngiltere’de zorunlu olan uyum testi ile doğru sönümleme değeri belirlendikten sonra, seçilen işitme koruyucu donanımın o kişi için uygunluğuna da karar verilmektedir.

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Öne çıkan haberler