Perşembe, Nisan 25, 2024

Türk Kozmetik Sektörü Çin Pazarına Giriyor

T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından İhracat Ana Planı ile belirlenen hedef ülkelerde ihracat payımızın artırılması hedefiyle gerçekleştirilen “Pazar Araştırmaları” kapsamında, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ev sahipliğinde düzenlenen “Çin Halk Cumhuriyeti Kozmetik Sektörü Pazar Araştırması Raporu Sunum Programı”nda Çin’deki kozmetik sektörü fırsatları ihracatçılarla paylaşıldı.

 İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ev sahipliğinde, T.C Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur ve İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister’in katılımıyla gerçekleştirilen “Çin Halk Cumhuriyeti Kozmetik Sektörü Pazar Araştırması Raporu Sunum Programı” İKMİB’in youtube hesabından canlı olarak yayınlandı.

T.C Ticaret Bakanlığı Dış Temsilcilikler ve Uluslararası Etkinlikler Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanları Ahmet Melih Horata ile Özgün Özenci tarafından Çin kozmetik sektörüne ilişkin pazar araştırma sonuçlarının paylaşıldığı etkinlikte, ihracatçı firmalara Çin pazarına elektronik ticaret ile giriş konusunda da bilgiler verildi.

Sunumda, Çin kozmetik pazarının mevcut yapısı ve pazara ilişkin öngörüler, pazara giriş yöntemleri, pazara girişte tarife ve tarife dışı düzenlemeler, kozmetik mevzuatı ayrıntılı olarak ele alındı.

Kozmetik Sektörü Pazar Araştırması

Çin, 64 milyar dolar hacmi ile dünyanın ikinci büyük kozmetik pazarı

T.C. Ticaret Bakanlığı Dış Temsilcilikler ve Uluslararası Etkinlikler Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Pazar Araştırmaları ile ilgili bilgi veren T.C Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, ihracatta pazar çeşitliliğinin sağlanması ve ihracatçıların dış pazarlara giriş imkânlarının geliştirilmesi, İhracat Ana Planı ile belirlenen hedef ülkelerde ihracat payımızın artırılması amacıyla Pazar Araştırmaları gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Bu kapsamda, Ticaret Bakanlığınca İhracat Ana Planı hedefleri doğrultusunda; 2019 yılı itibarıyla küresel değeri 500 milyar dolara ulaşmış olan kozmetik sektöründe Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) Pazar Araştırması çalışması gerçekleştirildiğini dile getiren Batur, şöyle konuştu:

“Bu yıl Pazar Araştırmaları kapsamında hedef ülke ve sektörlere yönelik yaptığımız çalışmada kozmetik sektörümüze yönelik Meksika ve Rusya pazarlarından sonra 3’üncü olarak Çin pazarı araştırmasını yaptık. Çin kozmetik pazarı, 2019 yılında 64 milyar dolar hacmi ile ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük kozmetik pazarıdır.

Dünyanın en büyük kozmetik ürünleri ithalatçısı olan Çin’in 2019 yılı itibarıyla kozmetik ürünleri ithalatı 17 milyar dolar seviyesindedir. Kozmetik ürünleri ithalatında son 10 yıldır sürekli artış görünmektedir. 2016-2019 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 38 ithalat artışı olmuştur ve 2016’dan bu yana net ithalatçı konumundadır.

Çin’de e-ticaret yoluyla perakende satışlar 2018 yılı itibarıyla, 1,5 trilyon dolar hacme ulaşmış, bu gelişme kozmetik sektöründe de kendini göstermiş ve e-ticaretin dağıtım kanalları içerisindeki payı 2019 yılında yüzde 30,3’e yükselmiştir.

Çinli tüketicilerin tercihi, fiyat odaklı olmaktan, marka ya da kalite odaklı bir özelliğe evrilmektedir. Son dönemde ithalatı kolaylaştırmak amacıyla gümrük vergi indirimi ve kozmetik ithalatı için tasarlanmış pilot bölgeler politikaları uygulanmaya başladı.

Pazar Araştırması ile amacımız, dünyanın en büyük kozmetik ithalatçısı ve en büyük ikinci kozmetik pazarı olan Çin’e kozmetik ihracatımızın potansiyelini yakalamasıdır. Araştırma sonuçlarının kozmetik sektörü ihracatçılarımıza yapacakları planlamalarda faydalı olmasını dilerim.”

9 aylık kozmetik sektörü ihracatı 968,4 milyon dolara ulaştı

Kozmetik sektörüne ilişkin ihracat bilgilerini paylaşan İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ise, “Kimya alt sektörlerimizde uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun başlığı altında ihracatımız Eylül 2020’de 133 milyon 477 bin dolar olarak gerçekleşti. Yine bu sektörde Ocak-Eylül 2020 itibariyle toplam ihracatımız ise 968 milyon 429 bin dolara ulaştı.

2020 yılı ilk dokuz aylık kozmetik ihracatı verilerine göre ilk sırada “sabun” yer alırken, ikinci sırada “tıraş vücut deodorantları- tuvalet müstahzarları” ve üçüncü sırada ise “renkli kozmetikler” yer aldı. Korona salgını dolayısıyla bozulan küresel ekonomik zincir bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuz sonuçlara sebep oldu. Bunun sonucu olarak da üretim ve ihracat döngüsü de geriledi.

Fakat biz kimya sektörü olarak hızlıca toparlanma eğilimindeyiz. Pandemi döneminde (Nisan-Mayıs-Haziran) kozmetik sektörümüzde geçen yıl aynı döneme kıyasla sabun haricinde tüm sektörlerde gerileme oldu. Bu dönemde yurt içindeki ihtiyaçların karşılanması gerektiğinden bazı kozmetik ürünleri ihracatı ön izne bağlanmıştı.

Dolayısıyla bu durum ihracatın kısmi düşmesine sebep oldu. Ancak tekrar ihracattaki ön iznin kaldırılmasıyla Haziran ayı itibariyle kozmetik sektörü ihracatımız artış göstermeye başladı. Bizi korkutan kış aylarında salgının ikinci vaka artışını sergileme ihtimali, inşallah bu gerçekleşmez diye umuyoruz.

Bu yıl Temmuz-Ağustos dönemindeki verilere baktığımızda kozmetik sektörünün hızla yükselişe geçeceğini öngörüyoruz” dedi.

“Sektörde yüzde 10-15 bandında istikrarlı bir ihracat artışı hedefliyoruz”

Köklü ve geleneksel üretimin olduğu sabun sektöründe uzun yılların birikimi ve bilinirliğinin rekabet avantajı oluşturduğuna dikkat çeken Pelister, “Dünya sabun üretimi konusunda ülkemiz önemli bir yere sahip. Renkli kozmetikler ile saç bakım ürünleri sektörleri de ihracatımızda önemli yer tutuyor. Yine önemli bir üretim kapasitesine sahip olan aerosol sektörü güçlü olduğumuz alanlardan biridir.

Kozmetik sektörümüzün ciddi üretim potansiyeli, gelecek adına umut veriyor. Özelikle sektöre hammadde sağlayan esans konusundaki ilerlemeler, üretimde sektöre pozitif yansıyacaktır. Sektörde yüzde 10-15 bandında istikrarlı bir ihracat artışı hedefliyoruz. İhracat vizyonu olarak, çevre ülkelerden oluşan ana pazarların yanı sıra Uzak Doğu, Çin, Latin Amerika ülkelerini de hedef alarak çeşitlendirmeye çalışıyor ve bunu önemsiyoruz.

Çin’i tanıyan ve Şanghay’da Çin İthalat Fuarı’nı düzenlemiş İKMİB olarak Çin’e ayrıca önem veriyoruz. Son yıllarda Çin’de kalite rekabeti fiyat rekabetinin önünde seyrediyor. Bu durum kozmetik sektörümüz için avantajlı olabilir. Sektörümüzün dünya piyasalarında rahatlıkla kalite rekabeti yapabilecek kadar iyi durumda olduğunu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Pelister: “Çin özelinde dijital ticaret son 5 yılda iki katından fazla arttı”

Global tüketici davranışlarında geleneğin değiştiğine, bunun da yeşil ekonomiyi yükselttiğine vurgu yapan Pelister, “Buna bağlı olarak da doğa dostu kozmetik ürünlerinin daha ileriye taşınması ve bu yönde üretimlere ağırlık vermemiz gerektiğine inanıyorum.

Ülkelerin genetik yapıları dolayısıyla daha niş ürün ve ülke odaklı üretime de ihtiyacımız var. Dünyadaki yeni düzen daha dijital yaşam odaklı hale geliyor. ABD ve AB merkez bankaları dijital dolar ve dijital euroyu gündemlerine aldılar bile.

Bu durum kendi ödeme sistemini de barındıracak şekilde yeni bir dijital ticaret ve dijital ihracat platformu oluşturma gerekliliğini ortaya koyuyor.

Çin özelinde dijital ticaretin son 5 yılda iki katından fazla artmış olması da dijital ticari geleceğin bir kanıtı olarak görülebilir. Yeni dijital gerçeklik ve dijital gelecek ekonomik pozisyonları, sosyal pozisyonları da etkiliyor.

Dolayısıyla kozmetik sektörümüzün alıcılara bir ‘yaşam biçimi’ sunacak şekilde yeni pazarlama stratejilerinin de oluşturulması gerekliliğini ortaya koyuyor. Kısacası yeni bir dünya yeni bir ekonomi ve yeni bir sosyal yaşam önümüzde.

Bu üçlüyü iyi kurgulamak ve oyun kurucusu olmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada da bakanlığımızla birlikte gelecek dünyayı birlikte oluşturmak için her türlü birlikteliğe ve beraber çalışma modellerine açık olduğumuzu bildirmek istiyorum.

Yeni dünya düzeninde Çin’den başlayan Yol ve Kuşak Projesi ile ilgili olarak gerek lojistik merkezleri gerekse ekonomik döngüde yeni bir kurguya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.

Çin özelinde yılbaşı itibariyle hayvansal deneylerin son bulması ile batı şartlarında deneylerin başlanması Türk kozmetik sektörümüze daha fazla ihracat yapma imkanı sağlayacaktır diye düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

BÖLÜM SPONSORU

Öne çıkan haberler