Turkcoat Dergisi‘nde Sektör Profesyonelleri Boya Sektörünü Değerlendirdi
Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) Başkanı – M. Akın Akçalı
Türk boya sektörü; üretim kalitesi ve kabiliyetleriyle uluslararası standartları yakalamış ve dünyanın birçok noktasına ihracat gerçekleştiren son derece önemli bir sektördür. Ülkemiz, Avrupa genelindeki 5. büyük boya üreticisi olmasının yanı sıra, giderek artan üretimi ve teknolojik alt yapısı ile kendi bölgesinde uluslararası boyutlu sektörel bir güç olma hedefi
doğrultusunda ilerlemektedir.
Türk boya sektörü olarak 164 milyar dolarlık küresel boya ve kaplama pazarının yaklaşık %2’sine hakim durumdayız. Dünya standartlarında üretim ve ticaret yetisine sahip 20’ye yaklaşan büyük ölçekli işletme ve çok sayıda orta ve küçük ölçekli işletme faaliyet göstermektedir.
Pandemi sürecinde hammadde tedariki ve lojistik sorunlarının yaşanmasıyla birlikte küresel piyasalar için Türkiye’nin jeopolitik konumu daha da önem kazandı. Türk boya sektörü; Irak, Özbekistan, İran, Rusya ve Mısır yoğunluklu olmak üzere bu süreçte ihracatını arttırdı. İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) verilerine baktığımızda,
168 ülkeye ihracat yapan sektörümüz 2020 yılında 871 milyon dolar ihracat geliri elde etmiştir.
2021 yılında %27’den fazla artış ile toplam sektörel ihracatımız 1,1 milyar doları aşmıştır.
Çevreye ve insan sağlığına yönelik artan halk bilinci, teknolojik gelişmeler ve yeni regülasyonlar, insan sağlığı ve çevre konularında çeşitli ürün portföylerine yönelik yenilik ve sorumlulukları beraberinde getirmiştir. Boya sanayi üretiminde son yıllarda çevre regülasyonlarına uyum süreci ile beraber geri kazanım ve dönüşüm konularında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir.
Böylesine kuvvetli ve potansiyeli yüksek olan sektörümüzün önündeki en büyük engel ise hammadde noktasında ithalata dayalı olmamızdır. Bu durum bir tarafta maliyetlerimizin artmasına neden olurken, diğer bir tarafta da sektörümüzün ekonomiye sağlayacağı katma değere olumsuz etki sağlıyor.
Hammadde tedariki sanayicilerimizin elini bağlayan en önemli unsurlardan. Bu anlamda boya sektörüyle birlikte onlarca sektörün hammadde ihtiyacına çözüm üretecek petrokimya tesislerinin devlet öncülüğünde planlanarak hayata geçirilmesi büyük önem arz ediyor. Bu gibi tesisler büyük yatırımlar gerektiren dev tesislerdir.
Onlarca sektöre hammadde sunacak petrokimya tesisleri sadece bizim sektörümüz
açısından önemli değildir. Ülke ekonomisi açısından da büyük önem arz etmektedir. Bir yıl içinde milyarlarca dolar cari açık vermemizin de önüne geçecek niteliktedir.
Bir diğer tarafta ise temel problemlerden biri olarak karşımıza; ihracat gerçekleştiren ve dünyadaki diğer boya üreticileri ile rekabet eden şirketlerimizin finansman maliyetlerindeki yükseklik gelmektedir. Dünyadaki rakiplerimiz yerli üreticilerimizden çok daha düşük maliyetlerle borçlanarak yatırım yapabiliyor.
İhracat gerçekleştiren sanayicilerimizin de rakiplerine karşı elini güçlendirmek için kredi maliyetlerine yönelik çözümler geliştirilmeli. Sanayicimiz açısından hammadde ve finansman noktasında atılacak her bir adım büyük önem arz ediyor. Bu yıl pandeminin etkileri azalmaya devam edecektir.
Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşının iki ülke ile de ticari ilişkileri yoğun olan ve içeride de zor bir dönemden geçen Türkiye ekonomisine olumsuz etkisi olacaktır. Geçen yıldan beri süregelen kurlardaki dalgalanmalar, boya fiyatlarındaki artışlar tüketimin azalmasına yol açmaktadır. Özellikle inşaat boyaları pazarında bir parça küçülme olacağını düşünüyorum.
CASE, Kauçuk ve Plastik Katkıları EMEA Satış Yöneticisi – Halil Kuzucu
Tüm dünya için çalkantılı geçen 2020’den sonra 2021 kimya endüstrisi için normalleşmenin başlamasını öngördüğümüz bir yıl olarak başladı. Hem özel hayatımızda hem iş hayatında kontrollü sosyalleşme ile eski normal düzenimize dönmeyi amaçlıyorduk, özelikle 2020 yılının 3. çeyrek döneminden sonra piyasalarda hareketlilik başladıkça, üretimin genel olarak tam kapasiteye ulaştığını veya buna yaklaştığını gördük. 
Bu ılımlı havanın ardından maalesef kimya sektörü tedarik zinciri, lojistik gibi genel sorunlardan ve Süveyş Kanalı, Brexit sonrasındaki eleman krizi gibi bölgesel durumlardan etkilendi. Bu etkenlerin sonucunda oluşan hammade azlığı ise sadece kimya sektöründe değil birçok sektörde tedirginlik ve kısmen panik ortamı oluşturdu.
Oluşan bu arz azalması sonrasında, beklentilerin üzerinde gerçekleşen talep artışı, sektörü satıştan çok satın alma ve üretim planlamasına odaklanır hale getirdi. Daha önce bu derece global bir dengesizliği tecrübe edinmemiş birçok sektörde olduğu gibi (otomotivdeki
çip krizi gibi) bizim sektörümüzde de talebe yeterince cevap verilemedi.
Bu arz talep dengesindeki dengesizlik beklendiği gibi tüm dünyada ve özellikle ülkemizde enflasyonist bir ortam doğurdu. Özellikle 2021 yılı 2. yarısından sonra enerji, petrol gibi ana girdilerde çok ciddi artış sonrasında sadece tedarik değil bir de fiyat dengesi yakalama durumuyla sektörümüz karşı karşıya kaldı. Kimya sektörünün yüksek dışa bağımlılık oranı nedeniyle maliyetlendirme ve fiyatlandırma yapabilmek özellikle 2021 yılı ikinci yarısından sonra çok ciddi bir konu haline geldi, oluşan kur riskleri sağlıklı ticaret yapmayı engeller hale gelmeye başlamıştı.
Öte yandan kimya sektörü ihracatta son yıllardaki artış trendini arttırarak devam ettirdi, 2021 yılını yaklaşık 25 milyar dolarlık bir ihracat rakamıyla kapatan sektör çok ciddi bir ihracat rekoru kırdı. Birçok üretici satın alma / satış arasındaki kur riski dengesini koruyabilmek adına ihracat adımları atmaya ve yeni pazarlar bulmaya çalıştı.
Özetlemek gerekirse beklentilerimizden farklı olarak gelişen, birbirini tetikleyen olaylar ve durumalar sonrasında dünya genelinde artan talebe yetişemeyen bir arz piyasasının yönetilmeye çalışıldığı ama hemen hemen tüm şirketlerin bilançolarında önemli karların
oluştuğu bir yıl geçirdik diyebilirim.
UnivarSolutions olarak hizmet verdiğimiz sektörlerdeki müşterilerimize yüksek kaliteli ürünleri bu yüksek tedarik sıkıntıları olmasına rağmen mümkün olabilecek en uygun servis koşullarında gerçekleştirmeyi başardık, hizmet vermeye başladığımız yeni sektörler ve yeni tedarikçilerimizle sağlıklı büyümemizi devam ettirdik.
2022 yılı için firmamız açısından temel parametre ve kontrol noktamız talep olacaktır. Sadece satış ve kar analizlerini yapmanın şirketler açısından sağlıklı bir yönetim şekli olduğunu düşünmüyoruz, satılan miktar, müşteri sayısı, servis verilen endüstrilerin sayısı,
bir müşteriye satılan ürün adedi gibi alt kırılımların önceki senelere ve bütçeye göre yakın kontrolünün yapılması gerekiyor.
Ayrıca özellikle ülkemizdeki kırılgan döviz durumu ve zorlayıcı yüksek faiz, yüksek enflasyon ortamının talebe olacak yansıması çok yakından takip edilmesi gerekmektedir. Ülkenin lider hammadde tedarik firması olmak için önümüzdeki günlerde de açıklayacağımız yeni projelerimiz, yeni tedarikçilerimiz ile müşterilerimizin güvenilir sağlayıcısı olacağız.
Asil Kimya Satış Direktörü – Ali Karamustafaoğlu
2021 yılını pandeminin getirdiği olumsuzluklara rağmen döviz bazında önemli bir büyümeyle kapattık. 2022 yılında da belirlediğimiz kriterlerde kendimizi geliştirmeye devam ederek aynı büyümeyi sürdürmek istiyoruz. 35. yılımızı kutlarken sektörümüze yön veren,
satış öncesi ve satış sonrası hizmetimizle müşterilerimizin kalbinde yer edinen bir firmayız.
Türkiye’nin her bölgesinde çalışan 16 kişilik satış ekibimizle, Türkiye’nin en aktif saha satış operasyonunu yönetiyoruz. Sektörümüz özellikle son iki senedir ürün tedariki konusundaki
problemlerden ve fiyat artışlarından dolayı zorluklar yaşamakta. Geçtiğimiz senede olduğu gibi bu senede tedarik zincirindeki problemlerden minimum düzeyde etkilenerek ürün arzında sürekliliği devam ettirmek istiyoruz.
Boya ve kaplama grubundaki geniş ürün portföyümüzü müşterilerimize sunmaya devam
ediyoruz. Kalite fiyat balansında optimum noktada kalmaya gayret göstererek ürün portföyümüzü genişletiyoruz. 2022 yılı itibariyle Nouryon ile iş birliğimiz başlamış olup boya ve yapı kimyasallarında, selüloz grubunda Bermocoll satışlarına başladık.
Bu iş birliğinin bize ve sektörümüze güç vereceği kanaatindeyim. Kimya sektörü 2021 yılında özellikle ihracat alanında çok hızlı büyüyerek önemli bir başarıya imza attı. Yeni yılda, pandeminin de etkisinin azalacağını umarak, bu başarının devam edeceğini düşünüyorum. Katma değeri yüksek alanlarda sektör olarak kendimizi geliştirebilirsek,
son zamanlarda oluşan bu ivmenin sürdürülebilir bir büyüme getireceğini ve ülke olarak da
eşik atlamamıza katkı sağlayacağını düşünüyorum.
2022’nin ülkemiz ve sektörümüz için hayırlı bir yıl olmasını dilerim. Asil Kimya olarak 35 yıldır müşterilerimizin yanındaki güç olduk ve olmaya devam edeceğiz.
