Pazartesi, Mayıs 6, 2024

Zemin Uygulamaları için Su Bazlı İki Bileşenli İzosiyanat Kürlemeli Poliakrilat Reçineleri

Özet

İki bileşenli izosiyanat (2C NCO) çapraz kürlemeli poliakrilat filmler, mükemmel mekanik ve kimyasal direnç ve çok iyi film oluşumu gibi benzersiz özellikler sunmaktadır. Su bazlı 2C NCO kür uygulamaları için, özel polioller ve poliizosiyanatlar geliştirilmektedir.

Bu çalışmada, farklı OH içerikleri olan solventsiz ikincil akrilik emülsüyonlar hazırlanmıştır. Bu bağlayıcıların film oluşumu çok iyi olup yüksek bariyer özellikleri sağlamaktadır. Kuruma hızı, sertlik, kimyasal ve mekanik direnç gibi özellikler incelenmiştir.

Kahve, kırmızı şarap veya %48’lik etanol gibi lekelere karşı, %2 OH içeren bağlayıcılar, bir hidrofilik izosiyanat çapraz bağlayıcıyla çapraz bağlandığında mükemmel bariyer özellikleri göstermektedir. MEK çift ovma veya keçeli kalem gibi daha zorlu dirençler için, ağırlıkça %4 veya %5’e kadar hidroksil içeriği gerekmektedir.

2C NCO kürlemeli akrilik reçinelerin özelliklerinin 1C (tek bileşenli) akrilik reçinelere göre çok daha iyi olmasına rağmen zemin uygulamalarında kullanımı sınırlıdır. Bu temel olarak, sınırlı azami film kalınlığından ve akrilik kopolimerde termoplastik davranışın olmamasından kaynaklanmaktadır.

Bu makalede, hidroksil fonksiyonel akrilik bağlayıcıların poliizosiyanatlarla çapraz bağlandığında su bazlı üretan kaplamaların performansını arttırdığını, her iki teknolojinin en iyi özelliklerini birleştirerek zemin uygulamalarında kullanılabileceğini göstermekteyiz.

Giriş

Poliizosiyanat (2C NCO) kürlemeli iki bileşenli poliakrilat su bazlı bağlayıcılar, mevzuata uygun oldukları ve herhangi bir etiketleme gerektirmediği için, solvent bazlı muadillerine göre oldukça cazip bir alternatiftir. Ancak, iki ayrı dezavantajı mevcuttur.

Birincisi, solvent bazlı kaplamalarda, polimer ve çapraz bağlayıcı sürekli fazda çözünür. Bununla birlikte, su bazlı kaplamalarda, polimer ve çapraz bağlayıcı suda emülsüyon haline getirilmeli ve film oluşumundan sonra karışmalıdır. Bu durum, özellikle çapraz bağlayıcıyla ilgili olarak, ciddi sorunlara yol açabilir.

Hidrofobik çapraz bağlayıcılar seçildiğinde, zayıf film özelliklerini önlemek amacıyla, iyi bir emülsifikasyon sağlamak için yüksek kesme kuvveti uygulanmalıdır.

Hidrofobik çapraz bağlayıcı, karışabilirliği iyileştirmek için bağlayıcıya eklenmeden önce sıklıkla yardımcı çözücüler içinde çözülür. Buna alternatif olarak, hidrofilik olarak modifiye edilmiş poliizosiyanatlar kullanılabilir.

İkinci olarak, solvent bazlı kaplamalarda solvent çapraz bağlayıcıya atıl olarak seçilirken, su bazlı kaplamalarda izosiyanat grubu kolaylıkla hidrolize olabilir.

Genel olarak alifatik oliizosiyanatlar ve su arasındaki reaksiyonun hız sabitleri primer alkollerden daha düşük olmasına rağmen, polimer bağlı hidroksil gruplarına kıyasla su oranının fazlalığı önemli derecede hidrolize neden olabilir.

Hidrolize olan poliizosiyanatların dezavantajı iki yönlüdür. Bir izosiyanat grubu suyla tepkimeye girdiğinde, bir amin grubu ve karbondioksit oluşturmak üzere kolayca ayrışan kararsız bir karbamik asit grubu oluşur. Amin grubu, bir üre bağı oluşturmak üzere ikinci bir izosiyanat grubuyla tepkimeye girecektir (bkz. Şekil 1).

Bu nedenle hidroliz, ikinci bir çapraz bağlama grubunu feda ederek çaprazlamaya yol açar; dolayısıyla su bazlı 2C NCO bazlı kaplamalar, serbest hidroksil gruplarına kıyasla her zaman bir izosiyanat fazlalığıyla formüle edilir.

Oluşan karbondioksit, özellikle kalın filmlerde, örneğin 50 μm’dan fazla kuru film kalınlığındaki kaplamalarda hem filmin estetiğini hem de tutarlılığını etkileyen blister oluşumuna yol açar.

İkincisi, amin grubunun izosiyanatla reaksiyonu da çapraz bağlanmaya neden olmasına rağmen, bunlardan biri daha önce hidrolize edildiğinde bunu sağlamak için iki izosiyanat grubu gereklidir. Sonuç olarak, çapraz bağlayıcının verimliliği önemli ölçüde etkilenir.

Bağlayıcıların, Formülasyonların ve Filmlerin Hazırlanması

Bu makalede, farklı OH içeriklerine sahip, solventsiz hidroksil fonksiyonel (met) akrilat kopolimer emülsüyonlarına dayanan kaplamaların özellikleri ele alınacaktır.İkincil (sekonder) emülsüyon yoluyla %2, %3, %4 ve %5 (sırasıyla 67, 100, 135 ve 165 mg KOH/g) OH içeren bir dizi polimer hazırlanmıştır.

Polimerin su içinde dağıtılmasından sonra, çözücü vakumlu damıtma yoluyla alınmış ve %40 katı içerikte 1000 ppm’den daha az çözücü içeren bir dispersiyon elde edilmiştir. Çözücü içinde polimerizasyon sırasında yaşanan reel sınırlamalar nedeniyle, bu tür bağlayıcıların molekül ağırlığı tipik olarak 20-50 kD aralığındadır.

Düşük molekül ağırlığı, film oluşumu esnasında polimer zincirlerinin iyi bir akışa sahip olmasını sağlar. Dolayısıyla, bu tekniğe dayanan bağlayıcılar kuruduktan sonra çok iyi parlaklık özelliği gösterirler.

Ayrıca, iyi film oluşumu nedeniyle, bu ürünlerin su bariyeri özellikleri, normal emülsüyon polimerizasyonu yoluyla sentezlenen bir reçineye göre çok daha iyidir. İyi bariyer özellikleri elde etmeyi sağlayan bir başka faktör ise (hidrofilik) yüzey aktif maddelerin (surfactant) olmamasıdır.

Emülsüyon polimerizasyon işlemleri esnasında parçacıkların stabilize edilmesi için gereken yüzey aktif maddeler, kuruduktan sonra filmde kaldıkları için filmin yüksek su duyarlılığına neden olabilir, hatta film oluşumunu tamamen negatif etkileyebilir.

Formülasyonda bu ikincil emülsüyonlara, hidrofilik modifiye bir NCO (Bayhydur® 3100) eklenmiş, teorik NCO:OH oranı 1 olacak şekilde düzenlenmiş, karışımın katı içeriği %40 olarak ayarlanmıştır. Bu karışım 10 dakika süresince karışmaya bırakılmış ve karıştırma işlemi bittikten 1 saat sonra test yüzeyine uygulanmıştır.

Filmlerin hepsi, bir kablolu çubuk (wire rod) yardımıyla, 100 μm’luk yaş film kalınlığında uygulanmıştır. Yaklaşık 40 μm kuru film elde etmek için, 16 saat süreyle yüksek sıcaklıkta (50°C) kurutulmadan önce 4 saat boyunca oda sıcaklığında kurutulmuştur.

Kurutma, Çapraz Bağlama ve Film Oluşumu

Bu makalede, polimer katısı üzerinden %2 ile %5 arasında OH içeriğine sahip farklı bağlayıcıların film özellikleri ele alınmaktadır.

NCO fonksiyonel çapraz bağlayıcıların film oluşumu sırasında filmi plastikleştirmesinden dolayı, istenilen mekanik özelliklere ulaşmak için artan NCO içeriğiyle (ve dolayısıyla artan OH sayısıyla) birlikte kuruma süresini de uzatmak gerekir.

Önceki çalışmalarda gösterildiği gibi, su bazlı 2C NCO kürlemeli bağlayıcıların kurutma süreleri, yardımcı çözücü (cosolvent) seçimiyle kontrol edilebilir.

Örneğin, Dowanol PM gibi yüksek buharlaşma hızına sahip çözücüler eklendiğinde hem yüzey kuruma hem de toz tutma süresi yardımcı çözücü olmadan uygulanan bir sisteme kıyasla azaltılabilmektedir.

Yavaş buharlaşan çözücüler kullanıldığında ise, uzun kurutma sürelerinden (günler, hatta haftalar) sonra bile kaplama filminde çözücü emaresinin bulunabileceği ve kurutma sürelerinin çözücü içermeyen bağlayıcılara kıyasla önemli ölçüde arttığı da gösterilmiştir.

Bu çalışmada, yardımcı çözücünün kaplama özellikleri üzerindeki etkilerinden kaçınmak için, tüm bağlayıcılar yardımcı çözücü olmadan formüle edilmiştir.

Tablo 1. Bağlayıcının OH içeriğinin fonksiyonu olarak filmlerin kurutma süresi ve König sertliği*
* Tüm filmler, 1 NCO: OH oranında Bayhydur® 3100 ile çapraz bağlanmıştır.

Tablo 2. Farklı hidroksil sayılarına sahip bağlayıcılar içeren filmlerin çapraz bağları (MC) arasında
depolama katsayısı ve molekül ağırlığı

Farklı OH sayıları için toz tutma (dust-free) süreleri önemli ölçüde farklı olmayıp, hepsi 15 ila 20 dakika arasında bulunmuştur. Toz tutma süresinin ağırlıklı olarak suyun buharlaşma hızıyla ilişkili olduğu düşünüldüğü için bu beklenen bir durumdur, test edilen tüm bağlayıcılar için su içeriği benzerdir.

Buna mukabil, yüzey kuruma (tack-free) süresi artan OH sayısıyla ve buna bağlı artan izosiyanat konsantrasyonuyla birlikte önemli ölçüde artmıştır. Bu durum, bu sistemleri çapraz bağlamak için kullanılması gereken düşük viskoziteli/yüksek miktarda izosiyanat miktarıyla açıklanmaktadır.

Tam kürlemede ulaşılan nihai sertlik, artan çapraz bağ yoğunluğu ve kürlenen filmlerde üretan bağlarının artan konsantrasyonu nedeniyle, OH içeriğinin bir fonksiyonu olarak artmıştır.

Filmlerin çapraz bağlama seviyeleri DMTA ölçümleriyle doğrulanmıştır. Kauçuk platodaki depolama modülü ölçülerek, çapraz bağlar arasındaki moleküler ağırlık hesaplanmıştır.

Bekleneceği üzere, bağlayıcıdaki daha yüksek hidroksil içerikleri, kauçuk haldeki daha yüksek depolama modüllerine ve dolayısıyla çapraz bağlar arasındaki moleküler ağırlığın daha düşük olmasına yol açmaktadır.

Hidroksil içeriğinin %4’ten %5’e çıkarılmasının etkisi sınırlı gözükmektedir, bu da daha az etkili bir çapraz bağlanmayı ve dolayısıyla daha fazla yan tepkimeyi işaret eder. Çapraz bağlama verimliliğiyle ilgili daha fazla bilgi, ayrı bir yayında bulunabilir.

Film Oluşumu

Film oluşumu, atomik kuvvet mikroskobu (AFM) ile daha ayrıntılı olarak incelenmiştir. Şekil 2’de görülebileceği üzere, bu tip bağlayıcılar için film oluşumu, akrilik polimerlerin (MW<30 kD) sınırlı molekül ağırlığı nedeniyle beklenildiği gibi çok iyidir.

Z eksenindeki yükseklik farklılıkları son derece küçüktür (<6 nm),bu da gerçekten çok pürüzsüz filmlerin elde edildiğini göstermektedir. Ayrıca faz görüntüsünde, orijinal parçacıklara dair herhangi bir belirti olmaksızın homojen bir resim gözlemlenmiştir.

Bu, film oluşumunun, çapraz bağlanma nedeniyle vitrifikasyonla engellenmediğini ve çapraz bağlamanın filmlerin tamamında homojen olarak meydana geldiğini göstermektedir.

Şekil 2. %5 OH içerikli akrilat kopolimerin yükseklik ve faz kontrastında
AFM tarafından incelenen film oluşumu

AFM’nin yanı sıra, film oluşumunun kapsamı ve su girişine karşı bariyer özellikleri hakkında bilgi toplamak için, elektrokimyasal empedans spektroskopisi (EIS) kullanılmıştır.

Kötü film oluşumu durumunda (örneğin pinhole oluşumu) elektrik akımına karşı ölçülen bariyer de kötü olurken, homojen bozulmamış filmler için önemli bir empedans ölçülecektir.

Şekil 3’te görülebileceği üzere, empedans zamana bağlı olarak önemli ölçüde değişmez, bu da çok iyi bir bariyer özellikleri ve dolayısıyla kusursuz homojen film anlamına gelir.

Şekil 3. %5 OH içerikli bir bağlayıcı içeren çapraz bağlanmış bir filmin, EIS ile belirlenen şekilde 0.1 M Na2SO4 çözeltisine maruz kalma süresi fonksiyonu olarak empedansı

Suya maruz kaldığında empedanstaki değişim, filmin su almasına bağlanabilir. Bu, doğal olarak iletkenliği düşük polimerik filmin iletkenliğinin artmasına neden olacaktır. Empedansı, zamanın fonksiyonu olarak yüksek frekansta (105 Hz) planlayarak, su alımının bir göstergesi elde edilebilir.

Şekil 4’te, akrilat bağlayıcısındaki OH sayısındaki bir artışın, filmdeki su denge miktarının azalmasına yol açtığını göstermektedir. Bu da daha yüksek çapraz bağlama derecesiyle açıklanabilir.

Eğer bir çapraz bağlanma gerçekleşmezse, OH sayısı arttıkça polimerde daha fazla hidrofilik grup mevcut olduğu için tersine bir eğilim beklenecektir. Hidrofilik kısımlar, daha yüksek bir su emilimine neden olur.

Ayrıca, %4 ve %5 OH içeren filmler arasındaki farklar nispeten küçüktür; bu da bariyer özelliklerinin, belli çapraz bağ yoğunlukları üzerinde daha fazla gelişmediğini gösterir.

Bu durum, OH içeriği %4’ten %5’e artırıldığında çapraz bağ yoğunluğunun önemli ölçüde artmadığının gösterildiği Tablo 2’de verilen DMTA sonuçlarıyla uyumludur.

Şekil 4. Farklı OH içeren bağlayıcılardan elektrokimyasal empedans spektroskopisi ile elde edilen su alım profilleri

Su Bazlı 2C NCO Kürlenmeli Bağlayıcıların Dirençleri

Bu bağlayıcıların su girişine karşı iyi düzeyde bariyer oluşturma özellikleri, kimyasal içeren su lekelerine karşı direncin de iyi olması gerektiğini göstermektedir. Su, kahve, kırmızı şarap ve su içinde %48’lik etanole karşı leke direncinin, düşük OH içeren bağlayıcılar için bile çok iyi ile mükemmel arasında olduğu bulunmuştur.

Organik solventlere karşı direnç, MEK çift ovma yoluyla test edilmiştir. Bu testte, kaplamanın yüzeyden çıkarılması için gereken ovma sayısı bir ölçü olarak kullanılmıştır. Burada net bir trend görülmüştür: %4 OH ve üzeri bağlayıcılar için filmlerde görünür zarar olmadan 1000 çift ovmaya ulaşılmıştır.

Farklı markalarda keçeli kalemler için de benzer bir trend gözlemlendi. Daha yüksek OH içeriği, bu keçeli kalemlerin neden olduğu lekelere karşı daha iyi bir direnç sağlamıştır. %2 içeren bağlayıcı için, izo-propilalkol ile temizlendikten sonra tüm renkler tek tek açık bir şekilde tespit edilebilmektedir.

%3 ve %4 OH içeren bağlayıcılarda, tüm renkler görünür durumdaydı ancak %2 OH bağlayıcıyla karşılaştırıldığında yoğunluk önemli ölçüde daha azdı. %5 hidroksil grubu içeren bağlayıcıda, renklerin sadece zayıf bir gölgesi görülebilmektedir, mavi renk neredeyse tamamen, siyah renk ise tamamen çıkarılmaktadır.

Bu da bu testi geçmek için çok yüksek çapraz bağlama seviyelerinin gerektiğini göstermektedir.

Siyah topuk lekesi direnci, yüksek karbon siyah pigment yüzdesine sahip standart bir topuğun kaplanmış bir Leneta test kartına vurularak iz seviyesinin gözlemlenmesiyle tesbit edilmiştir.

Kaplamada herhangi bir siyah iz bulunmamışsa, puan olarak 5, yoğun siyah izi varsa 0 verilmektedir. Siyah topuk lekesi direnciyle (BHMR) ilgili Tablo 3’te verilen test sonuçları, siyah leke bir bezle temizlenerek çıkarılmadan önce ve sonra sunulmuştur.

Beklenebileceği üzere, %2 OH’lı bağlayıcı içeren film daha yüksek OH sayılarına göre daha kötü bir siyah topuk izi direnci göstermiştir. Ayrıca, %3 OH bazlı filmin, %4 ve %5 OH içerenlerle benzer bir puana sahip olduğunu göstermiştir.

Bu da, siyah topuk izi direnci testinde hasar görmeyecek kaplama filmleri elde etmek için %3’lük bir OH içeriğinin yeterli olduğunu göstermektedir.

Zemin Uygulamaları için 2C NCO Kürlemeli Bağlayıcılar

2C NCO kürlemeli akrilik reçinelerin mekanik özellikleri ve kimyasal dirençlerinin 1C akrilik reçinelere göre çok iyi olmasına rağmen, zemin uygulamalarında kullanımı şimdiye kadar sınırlı olmuştur.

Su bazlı 2C sistemlerinin dezavantajlarından biri, hidroliz yan tepkimeler nedeniyle, daha kalın filmlerde ( DFT>100-200 mikron) CO2 kabarcıklarının gelişmesidir.

Bu kabarcık oluşma riski, artan OH sayısıyla doğal olarak artar. Ayrıca, aşınmanın fazla olduğu ortamlarda (örneğin berber dükkanları, yoğun alışveriş merkezleri, garaj zeminleri vs.), akrilat bazlı 2C NCO kür filmlerinin mekanik özellikleri genellikle yeterince iyi değildir.

Akrilik bağlayıcıların temel kusuru, yüksek sürtünme durumunda, sürtünmenin neden olduğu ısı oluşumunun yüksek düzeyde çapraz bağlanmış bir filmde bile plastik deformasyona neden olabilmesidir. Bu sorunların üstesinden gelmek için, akrilik poliol emülsüyonunun ek bir bağlayıcı ile karıştırılması bir çözüm olabilir.

Bu makalede, birleşik ürünün performansını optimize etmek amacıyla, su bazlı poliüretan reçineleri %5 OH içeren 2C NCO kürlemeli bağlayıcı (NeoCryl® XK-555) ile birlikte kullanmaya odaklanacağız. Bu makale için yapılan çalışmada üretan emülsüyonları olarak NeoRez® R-2180 ve Neo- Rez® R-1010 kullanılmıştır.

Ayrıca, bu çalışmada çapraz bağlayıcı olarak, hidrofilik olarak değiştirilmiş poliizosiyanat ve Dipropilen Glikol Dimetil Eterin (DMM)’in 65:35 karışımı olan Bayhydur® XP 2700 kullanılmıştır. İki üretan emülsüyon da hidroksil fonksiyonel olmadığı için, çapraz bağlayıcı sadece NeoCryl® XK-555 ile reaksiyona girebilir.

Şekil 5. Ağırlıkça %20 oranında Bayhydur® XP 2700 (hidrofilik olarak değiştirilmiş poliizosiyanat ve DMM’nin 65:35 karışımı) ve su bazlı bir poliüretan bağlayıcı NeoRez® R-2180) ile formüle edilmiş hidroksil fonksiyonel su bazlı 2C NCO kürlemeli bağlayıcının (NeoCryl® XK-555) film özelliklerine genel bakış. Özellikle, göreceli bir  ölçeğe göre derecelendirilmiştir (0-5); 5 mükemmel özellikleri, 0 ise kötü performansı gösterir 

Şekil 5’te gösterildiği üzere, üretan emülsüyonunun termoplastik deformasyonuna karşı direnç, akrilik 2C filmin direncinden daha fazladır. Diğer yandan, su bazlı 2C ürününün dirençleri, su bazlı üretandan önemli ölçüde daha iyidir.

2C NCO kürlemeli bağlayıcı ve poliüretanın münferit özelliklerinin optimum kullanımını sağlamak için farklı karışım oranları araştırılmıştır. Şekil 6’da, poliüretan ürününün ağırlıkça %30’unun akrilik emülsüyon içeren %5 OH ile harmanlanmasının, film özelliklerinin en ideal kombinasyonunu verdiği gösterilmektedir; bunların hepsi 0-5 ölçeğinde derecelendirilmiş, 5 mükemmel,0 ise kötü olarak değerlendirilmiştir.

Karışımın termoplastik davranışı, sertlik veya çizilme direnci gibi mekanik özelliklerden veya boya, kahve veya yapı kimyasallarına karşı kimyasal dirençlerden ödün vermeden önemli ölçüde artmıştır.

Şekil 6. Ağırlıkça %20 (XK- 555 katı madde bazında) Bayhydur® XP 2700 ile çapraz bağlanmış NeoCryl® XK-555 ve
NeoRez® R-2180 karışımlarının 
film özellikleri

Aşınmanın yüksek olduğu uygulamaların yanı sıra, mat kaplamalar da su bazlı 2C NCO kürlemeli akrilik reçinelerin performansını artırmada büyük katkı sağlayabileceği bir alandır. Mat yüzeyler, ahşap zemine doğal bir görünüm kazandırmak amacıyla zemin kaplama uygulamalarında estetik bir seçimdir.

Bu mat özellikleri elde etmek için kullanılabilecek ürünlerden biri, su bazlı bir poliüretan emülsüyon olan NeoRez® R-1010’dur. Ancak, bu ürüne dayanan kaplamalar, zemin uygulamalarında gereken sertlik ve çizilme direncine sahip değildir.

Bu ürünü NeoCryl® XK-555 ile 75/25 oranında karıştırarak, görünüm ve performans arasında mükemmel bir denge sağlanabilir.

Çizik ve siyah topuk izi gibi mekanik dirençler önemli ölçüde artmıştır, ayrıca ev tipi kimyasallara ve dezenfektanlara karşı kimyasal dirençler, Şekil 7’de gösterildiği gibi neredeyse saf 2C NCO film kadar güçlü bir gelişme göstermektedir.

Şekil 7. Saf poliüretan bağlayıcı (NeoRez® R-1010) ve %5 OH poliakrilat 2C bağlayıcının (NeoCryl® XK- 555), bu ürünlerin 75/25
karışımının performansıyla karşılaştırıldığında film özellikleri 

2C NCO kürlemeli poliakrilat film, oluşum özelliklerinden dolayı çok yüksek bir parlaklık seviyesine sahip olsa da yukarıda tarif edilen karışımda ultra mat bir görünüm elde edilebilir. Sadece düşük bir oranda matlaştırıcı ajan eklenerek, 85°C’deki parlaklık düzeyi %10’un altına düşürülebilir.

Bu, 2C NCO kürlemeli akrilatların OH fonksiyonel olmayan poliüretan bağlayıcılarla beraber kullanılarak parke son kata çok uygun olan kaplama malzemesine dönüşebileceğini göstermektedir.

Şekil 8. NeoRez® R-1010 için matlaştırıcı ajanların eklenmesiyle 85°C parlaklık seviyesinin azaltılması- 75:25 oranında
NeoCryl® XK-555 karışımı. Karışım, bağlayıcı üzerinden %10 Easaqua XL-600 / PC (80/20) ile formüle edilmiştir
Sonuçlar

2C NCO kürlemeli su bazlı poliakrilat reçineler, yüksek çapraz bağ yoğunluğu nedeniyle (leke ve benzeri) dirençler açısından son derece iyi özellikler sunabilmektedir.

Bu ürünler, yüksek çapraz bağlama derecesi nedeniyle termoplastik davranışa sahip olmadıkları için, aşınmanın fazla olduğu zemin kaplama uygulamaları için elverişli değildir.

Bu ürünler su bazlı poliüretan bağlayıcılarla karıştırıldığında, kuvvetli direnç profilleri iyi mekanik özelliklerle birleştirilerek mükemmel zemin uygulama
özellikleri elde edilebilir. Hem yüksek aşınma hem de estetik açısından uygun bir çözüm elde etmek amacıyla yüksek performanslı formülasyonlar oluşturulabilir.


Willem Jan Soer

Akrilik Emülsiyonlar Bilim İnsanı 
DSM Coating Resins B.V

 

 

 

Çiğdem Roman
Boya, Mürekkep, Yapıştırıcı Ürün Müdürü
IMCD Türkiye

 

 

Kaynakça
1. Tijs Nabuurs, Akrilik Emülsiyonlar Kıdemli Bilim İnsanı / Senior Scientist Acrylic Emulsions , DSM Coating Resins B.V
2. Sjoerd Buil, Zemin Kaplamaları ve Yapı Bölümü Global Endüstri Müdürü / Global Industry Manager Flooring and Construction , DSM Coating Resins B.V
3. H. Bui, M. Dvorchak, K. Hudson, J. Hunter; Eur. Coat. J. 97 (1997) 476
4. M. Melchiors, M. Sonntag, C. Kobusch, E. Jürgens; Prog. Org. Coat. 40 (2000) 99
5. Z. Wicks, D. Wicks, J. Rosthauser; Prog. Org. Coat. 44 (2002) 161
6. Liu, Y., Gajewicz, A. M., Rodin, V., Soer, W.-J., Scheerder, J., Satgurunathan, G., McDonald, P. J. and Keddie, J. L. (2016), J. Polym. Sci. Part B: Polym. Phys., 54: 1658–1674.
7. T. Nabuurs, W.J. Soer, W. van Bavel, J. vd Werf, Eur. Coat. J. 10 (2009) 28
8. L. Hill; Prog. Org. Coat. 31, p. 235 (1997)
9. T. Nabuurs, W.J. Soer, R. Peters, polymer international, submitted.
10. V. D. M. Brasher, A. H. Kingsbury, J. Appl. Chem. 4 (1954) 62.
11. T. Nabuurs, D. Pears, A. Overbeek; Prog. Org. Coat. 35 (1999) 129

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

BÖLÜM SPONSORU

Öne çıkan haberler