Cuma, Mayıs 3, 2024

Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı

I. Ulusal Mimarlık Akımı ve Mimar Kemalettin Bey

I. Ulusal Mimarlık Akımı

Türk Mimarlığı, II. Meşrutiyet ile bir gelişim göstermiştir. 1908 yılında ilan edilen II. Meşrutiyet, milliyetçilik kavramını güçlendirmiş, bunun etkileri Türk mimarisinde de görülmüştür. Milli Mimari Rönesans olarak adlandırılabilecek bu dönemin en etkili mimarları Kemalettin Bey ve Vedat Bey olmuştur.

Bu mimarlar, yalnızca Osmanlı’nın son dönemini değil, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türk mimarlığında da önemli rol oynamışlardır. Birinci Ulusal Mimarlık Akımı ağırlıklı olarak 1908 ile 1930 yılları arasında yaygın olan bir mimari üsluptur.

Her ne kadar Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamış bir üslup olsa da esas etkisini Türkiye Cumhuriyeti döneminde göstermiştir.

Mimar Kemalettin Bey ve Vedat Tek’in öncülüğünü yaptığı ve ilk aşamada Neoklasik Türk Üslubu ya da Milli Mimari Rönesansı denilen ama sonraları Birinci Ulusal Mimarlık Akımı adı verilen bu mimari üslup bir Türk milli tarzını yaratmayı hedeflemiştir.

Bu akımda her ne kadar milliyetçi olma hedefi güdülmüşse de, klasik Osmanlı yapılarında yer alan mimari öğeler ve süslemeler sıklıkla kullanılmıştır. Eskiden sadece dini yapılarda kullanılan kubbe, saçak gibi mimari öğeler, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı döneminde kamu yapılarında daha sıklıkla kullanılmıştır.Mimar Kemalettin Bey (1870 - 1927)

Mimar Kemalettin Bey (1870 – 1927)

1870 doğumlu Mimar Kemalettin Bey, 1887-1891 tarihleri arasında Henedese-i Mülkiye okulunda (İstanbul Teknik Üniversitesi) okudu.

Öğrenimi süresince, Sirkeci Garı’nı tasarlayan Alman mimar Jachmund’un verdiği derslere büyük ilgi gösteren Kemalettin Bey, mezuniyetinden sonra aynı okulda Prof. Jachmund’un asistanı olarak görev almıştır.

Dört sene boyunca bu görevi yürüten Kemalettin Bey, 1985 yılında devlet bursuyla Berlin’e gitmiş ve Charlottenburg Technische Hochschule’de iki sene mimarlık eğitimi almıştır. 1900 yılında Hendese-i Mülkiye’deki görevine yeniden başlayan Kemalettin Bey, bir yıl sonra Harbiye Nezareti Ebniye-i Askeriye (Askeri Yapılar) mimarlığına ek görevle atanmıştır.

Birinci Türk Ulusal Mimari Akımı’nın öncülerinden biri olan Mimar Kemalettin Bey, Osmanlı klasik mimarisinden esinlenerek, Alman ve Osmanlı mimarisinin farklı özelliklerini birleştirerek yeni bir tarz yaratmaya çalışmıştır.

Tasarımlarında, Osmanlı ve İslam yapılarının özelliklerini Türk milli kimliğini yansıtacak şekilde vermeye özen göstermiştir. Bu yazımızda, Mimar Kemalettin Bey’in bazı eserlerini inceleyeceğiz.Ahmet Ratıp Paşa Köşkü

Ahmet Ratıp Paşa Köşkü

Kemalettin Bey’in Ahmet Ratip Paşa için Çamlıca’da tasarladığı büyük konak, İstanbul’un simge yapılarından biridir. Sonraları Çamlıca Kız Lisesi olarak kullanılan bu konağın en önemli özeliklerinden biri, büyük ve görkemli merdiven holüdür.

Dönemin popüler mimari akımı Art Nouveau’dan izler taşımaktadır. Dört katlı, beyaz boyalı bu köşk, harika bir bahçeye ve muhteşem bir manzaraya sahip olmasıyla da dikkatleri üzerine çekmiştir. Uzaktan bakıldığında uçmaya hazırlanan bir kartalı anımsattığı da söylenmektedir.

Binanın yapımında birçok kıymetli malzemeye yer verilmiş, kesme ve son derece kıymetli bakara kristali merdiven korkuluklarında kullanılmıştır. Kapı ve pencerelerin üzerleri, uzman sanatçılar tarafından oyma şekillerle işlenmiştir.

Kristal avizeler merdiven başlarına konumlandırılmış, duvarlarla tavanların birleştiği yerlerde zarif, ince mimarî süslemeler tercih edilmiştir.Gazi İlk Muallim Mektebi

Gazi İlk Muallim Mektebi

8 Ağustos 1927 günü temeli atılmış yapı, Mimar Kemalettin Bey’in son eserlerindendir. Okulun yapımı ise 1930’larda bitirilmiş ve aynı yıl eğitime başlanmıştır. 1927 yılında hayatını kaybeden Mimar Kemalettin Bey, maalesef bu yapının tamamlanmasını görememiştir.

Günümüzde bu yapı, Gazi Üniversitesi Rektörlük Binası olarak kullanılmaktadır. Birinci Milli Mimarlık Dönemi’nin klasik özelliklerini barındıran bu yapının birinci kat pencereleri sivri kemerlerle geçilmiştir. Diğer pencerelerde ise büyük dikdörtgen ya da kare açıklıklar tercih edilmiştir.

Orta doğrultu, ön ve arka yüzlerde genel yapı yüzeyinden dışarı doğru taşırılarak vurgulanmıştır. Girişin iki yanındaki odaların ve merdivenkovalarının (dönerek çıkılan merdivenlerde yukarıdan aşağıya bakıldığında ortada görülen boşluk) genel saçak yüzeyinden daha dışarda olduğu görülmektedir.

Bu hacimlerin üzerinde yer verilen beşik çatılar sayesinde, simetrik ikiz kule görünümü elde edilmiştir. Ana giriş, yüksek bir giriş revakı içermektedir. Beyaz mermer sütunlarla taşınan bu revak, beş adet sivri kemerli açıklıkla belirlenmiştir.

Revak üzerindeki kapalı balkonda ise açıklıklar kare olarak tercih edilmiştir. Balkonun üstünde ise açık bir teras yer almaktadır.

Gazi İlk Muallim Mektebi, betonarme iskelet sistemiyle inşa edilmiş bir yapıdır. Mimar Kemalettin Bey yapıdaki sütunları, milli mimarlık ilkelerini gözeterek, işlevsel olmasından çok görsel anlamda kullanmıştır.Evkaf (Vakıf) Apartmanı

II. Evkaf (Vakıf) Apartmanı

1926 yılında Mimar Kemalettin Bey tarafından tasarlanan II. Vakıf Han, Birinci Milli Mimarlık Dönemi özelliklerini taşıyan görkemli bir yapıdır. Ankara, Ulus semtinde bulunan bu bina, günümüzde Ankara Dev- let Tiyatrosunun merkezidir ve Küçük Tiyatro sahnesine ev sahipliği yapmaktadır.

Cumhuriyet döneminde yoğun bir biçimde uygulanmaya başlanmış olan betonarme iskelet sistemine göre inşa edilmiştir. Ortasında büyük bir hava boşluğu bulunan bu yapıda, katlar arasındaki bağlantıyı sağlayan merdivenler her cephenin orta noktasına yerleştirilmiştir.

Uzun cephelerde orta bölüm ve yanlardaki ikişer aks, dar cephelerde yan kısımlar dışarı taşırılmış ve yük- seltilmiş, geniş saçaklı çatılarla örtülmüşlerdir. Bu şekilde Birinci Milli Mimarlık Dönemi’nin kütle biçim- lenmesi görünümü gerçekleştirilmiştir.

Ancak çoğu kare biçiminde olan ve kemersiz pencereler, bunun yanı sıra süslemenin nispeten az olması, üsluptan temel farklılar olarak göze çarpmaktadır. Sadece zemin katındaki eşit aralıklarla yerleştirilmiş ayakları birleştiren yarım daire şeklinde kemerler tercih edilmiştir.Karaağaç Tren İstasyonu

Karaağaç Tren İstasyonu

Edirne Tren Garı olarak inşa edilen bu yapı, Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası olarak günümüzde de kullanılmaktadır. Mimar Kemalettin Bey tarafından tasarlanan Karaağaç Tren İstasyonu, ünlü mimarın en güzel yapıtlarından biri olarak gösterilmektedir.

80 m. uzunluğundaki bu yapı dikdörtgen plan üzerine oturmaktadır. Yığma duvar sistemine göre tuğladan yapılmıştır. Ortasında büyük bir hol bulunduran Karaağaç Tren İstasyonu’nun dış duvarlarında, pencerelerinde, kapı kemerlerinde ve girişin iki yanındaki kulelerde kesme taşlara yer verilmiştir.

Yapıda sivri kemerli pencereler dikkat çekmektedir. Asbest plaka kaplı çelik makaslı, kırma bir çatı, istasyon binasının üzerini örtmektedir. Kesme taştan yuvarlak gövdeli kuleler yapının iki ucunda yer almaktadır.

Karaağaç Tren İstasyonu kuşaklar, yarım başlıklar, kum saati motifleri, saçaklar ve Türk üçgenleri ile dikkat çekici bir yapı olma özelliği taşımaktadır.

Hazırlayan: B.Serhat Cengiz

Kaynakça:
• Mimar Kemalettin Bey (1870-1927), Yıldırım Yavuz. O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Dergisi Cilt 7, Sayı 1, Bahar 1981.
• http://www.mimarlarodasiankara.org/
• http://kentvedemiryolu.com/bir-garip-istasyon-karaagac/
• https://www.uskudar.bel.tr
• Mimar Kemalettin ve Çağı: Mimarlık, Toplumsal Yaşam, Politika Sempozyumu. Ali Cengizkan. Doç. Dr., ODTÜ Mimarlık Bölümü; Mimar Kemalettin ve Çağı Sempozyumu Sorumlusu. http://www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=289&RecID=1669

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Öne çıkan haberler