METYX Composites Grup Satış Yöneticisi Sayın Bahattin Şendoğan ile firmanın gelişim süreci ve sektöre sunmuş oldukları ürünler hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Sayın Bahattin Şendoğan okurlarımıza kısaca kendinizden ve eğitim durumunuzdan bahsedebilir misiniz?
2004 yılında İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, METYX Composites – Telateks A.Ş. satış departmanında çalışmaya başladım. 13 yıldır bu firmada çalışıyorum.
METYX Composites kaç yılında kuruldu? Kuruluşundan bu yana firmanızda nasıl bir gelişim süreci gerçekleşti?
METYX Composites, 1940’tan bu yana İstanbul’da konfeksiyon hammaddesi olan telayı üreten Telateks A.Ş.’nin bir markası olarak 2003 yılında hayatına başladı.
Tuzla’daki tesisimizde tek bir multiaxial üretim hattı ile teknik tekstil üretimine başladık, her geçen yıl üretim hattımıza yeni makineler ve üretim teknolojileri ekleyerek ürün gamımızı genişlettik. 2012’de Manisa’daki tesisimizi devreye aldık.
2013 yılında North American Bus Industries (NABI)’den Kapoşvar, Macaristan’daki fabrikasını satın alarak Avrupa’nın tam ortasında üretime başladık. 2016 ve 2017 yıllarında Manisa’da yaptığımız yeni yatırımlar ile üretim alanımızı iki katına çıkardık.
Onaylı hammadde kullanımı, kalite sürekliliği ve müşterilerimize sağladığımız kapsamlı ürün gamı ve teknik hizmet, firmamızın ilk yıllarından beri önem verdiği konulardan oldu. Bundan dolayı da kendimizi hep yenilemek ve geliştirmek istedik.
Ürün gruplarınız ve hizmet verdiğiniz sektörler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öncelikli olarak elyaf ürün grubumuz cam, aramid, karbon ve hibrit multiaxial örgüler, cam, aramid, karbon ve hibrit dokuma kumaşlar ve RTM elyafı olarak özetlenebilir. Buna kendi üretimimiz olan soyma kumaşı, vakum keçesi, akış filesi vb. vakum sarf malzemelerini de ekleyebiliriz.
Bunun yanı sıra Manisa’da ve Macaristan’da core malzemeleri işlediğimiz ünitelerimiz var; buralarda PVC, PET, balsa köpüklerden kullanıma hazır kit üretimi yapabiliyoruz. Manisa’da ayrıca kompozit model, kalıp ve prototip uygulamaları da yapmaktayız.
Kuruluşumuzdan bu yana da marin, otomotiv, ulaşım, rüzgâr enerjisi, inşaat ve mimari uygulamalar, altyapı, spor ve eğlence endüstrilerine hizmet vermekteyiz. Şu anda da tüm süreçlerimizi ISO 9001:2015 standartları gereklerine bağlı yürütüyoruz.
Kendi ürettiğimiz malzemelerin yanı sıra geniş bir yelpazede Türkiye distribütörlüğünü yaptığımız ürünler var. Bu şekilde müşterilerimize kompozit üretimlerinde ihtiyaçları olan ürünlerin birçoğunu tek bir noktadan temin kolaylığı sağlamış oluyoruz.
Yurt içi ve yurt dışı satışlarınızdan bahsedebilir misiniz? Yurt içinde ve yurt dışında ağırlıklı olarak hangi bölgelere hizmet veriyorsunuz?
Satışlarımız büyük oranda ihracat şeklinde. Doğrudan veya distribütör aracılığı ile satış yaptığımız ülkelerden bazıları ise İspanya, Polonya, İtalya, Fransa, BAE, Slovenya, Portekiz, Brezilya, Almanya, Danimarka, İsveç, Letonya, Romanya, ABD, İngiltere, İrlanda, Arjantin, Avustralya, Macaristan, Belçika, Avusturya, İsviçre,
Hırvatistan, Endonezya, Bulgaristan, Norveç, Hindistan, Çin, Tayvan, İsrail, Ukrayna, Fas, Finlandiya, Estonya, Litvanya, Şili, Venezuela, Uruguay, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Rusya vb.
Ülkemizde ise son yıllarda yerli üretime yapılan teşviklerin ciddi oranda artması ile Ege Bölgesi rüzgâr enerjisi sektörü için lojistik açıdan kilit bir bölge durumuna geldi. O yüzden başta Manisa tesisimiz olmak üzere ülke içindeki yatırımlarımız ve satışlarımız bu bölgede yoğunlaşmış durumda. Onun dışında tekne üreticileri için stratejik önemi olan Antalya ve İstanbul’dan bahsedebiliriz.
Yeni hedef ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
2018 yılında hem Türkiye’de hem de yurtdışında yatırım yapmaya devam edeceğiz. Macaristan’da devletten aldığımız %50’lik bir yatırım teşviki söz konusu, bu teşvikle hem oradaki insan kaynağını hem de yeni üretim hatlarımızı devreye alarak üretimimizi artıracağız.
Ar-Ge faaliyetlerinizden ve yatırımlarınızdan bahsedebilir misiniz? Ar-Ge çalışmalarında öncelikli hedefleriniz nelerdir?
Müşteri ve pazar ihtiyaçları bizim için önemli. O yüzden kendimizi geliştirmek, ürünlerimizi bu yönde geliştirmek adına Ar-Ge laboratuvarlarımızda çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve yeni ürünler geliştirmeye devam ediyoruz.
Türkiye’deki kompozit sektörü ile ilgili değerlendirme yapmanız gerekirse neler söyleyebilirsiniz?
Her geçen gün daha da büyüyen bir sektör. Ama teşviklerin artırılması gerektiğini düşünüyorum.
