Pazar, Mayıs 5, 2024

Kök Hücre Tedavisinde Önemli Gelişmeler Gerçekleşiyor

Doç. Dr. Tamer Önder ve ekibi Koç Üniversitesi’nde kök hücreler üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda deri hücresinden kök hücre elde edebilmek için gereken süre kısaldığı gibi, deri hücrelerinin kök hücreye dönüşme oranı da 1000 kat arttırdığı sonucuna ulaştı.

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tamer Önder, Nature Chemical Biology’nin 8 Nisan tarihli sayısında yayımladığı çalışmasında, daha önce Tıp ve Fizyoloji Nobel Ödülü’nü kazanan Prof. Dr. Shinya Yamanaka’nın “Hücresel Yeniden Programlama” adını verdiği teknikle bulduğu yöntemi geliştirdi.

Doç. Dr. Tamer Önder geliştirdiği yeni yöntemle hem daha kısa sürede hem de çok daha yüksek başarı oranında sonuç alınabilmesini sağladı.

Yamanaka yönteminde deri hücrelerine, embriyonik kök hücrelerde çok etkin olan ama deri hücrelerinde etkin olmayan dört gen aktarılıyor. “Yamanaka faktörleri” adı verilen bu genler OCT4, SOX2, KLF4 ve MYC.

Bu genlerin yeniden aktif hale getirilmesi deri hücresini tıpkı embriyo safhasında olduğu gibi pluripotent kök hücrelere dönüştürüyor; fakat bunlar başka hücrelerin dönüştürülmesiyle elde edildiklerinden bunlara indüklenmiş pluripotent kök hücre, kısaca iPS deniyor.

 

Her ne kadar bu yöntem tıkır tıkır çalışsa da özellikle iki noktada iyileştirilmeye ihtiyaç duyuluyordu.

Öncelikle, bu dönüşüm 3-4 hafta gibi uzun zaman alıyordu, ayrıca yeniden programlama oranı epeyce düşüktü: yüz binde bir.

Fakat Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Tamer Önder, doktora öğrencileri Ayyub Ebrahimi ve Kenan Sevinç’le Oxford Üniversitesi’nden iş birliği yaptıkları Prof. Dr. Udo Oppermann’ın çalışmaları sonucunda hem bu bekleme süresi kısaldı hem de başarı oranı arttı.

Yamanaka faktörlerini deri hücresine gönderebilmek için kullanılan virüsler bazen başlarına buyruk davranıp bu genleri kromozomun herhangi bir yerine ekleyebiliyorlar.

Bu nedenle virüsler yerine bazı kimyasallardan yararlanmayı düşünen Doç. Dr. Önder, Oxford Üniversitesi’nden Udo Oppermann’la iş birliği yapmaya karar verdi.

Prof. Dr. Oppermann ve Doç. Dr. Önder, araştırmalarında, protein yapısı belli olduğundan ona bire bir uyacak bir kimyasal üretebilirlerse virüslerde olduğu gibi başka bir gene bağlanma olasılığını eleyebileceklerini hesapladı.

Ardından hedefli denemeler gerçekleştiren Prof. Dr. Oppermann ve Doç. Dr. Önder, iki kimyasalın deri hücresini kök hücreye dönüştürme konusunda istedikleri sonuçları verdiklerini gözlemledi.

Bu durumun aslında, dört Yamanaka faktöründen ikisinin artık gereksiz olduğu anlamına geldiğini tespit eden Oppermann ve Yamanaka, bu işi dört yerine iki faktörle gerçekleştirerek bekleme süresini de neredeyse bir haftaya kadar indirmiş bulunuyor. Daha önemli katkının ise başarı oranının yüzde 1’e kadar yükseltilmesi olduğu ifade ediliyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Öne çıkan haberler