Pazar, Mayıs 19, 2024

BİTKİSEL KAYNAKLI KİMYASAL PEYZAJ

Dünyanın bitkisel kaynaklı kimyasal peyzajı son derece önemli bir konu olup; her ülkenin bununla ilgili mutlaka önümüzdeki 100 yılı içeren uzun vadede bir plana, acil bir eylem planına ve orta ölçekte bir planlamaya ihtiyacı vardır.

Bu yazı konuya sadece tıbbi ve aromatik bitki pazarı ve bunun en önemli çıktıları olan ilaç, kozmetik ve gıda açısından bakmaya çalışacaktır. Bu pazarlar şu an dünya üzerindeki en hareketli pazar olup sürekli bir yükselme eğilimi taşımaktadır.

Ortalama olarak bir değer vermek gerekirse, 2004 yılında 550 milyar Dolardır. 2008 yılında 900 milyar Dolara yükselmiştir ve bu yükselme eğilimi küresel krizlere rağmen hiç gerileme göstermemiştir.

Dünya Genelinde Durum

Dünyadaki tüm bitkilerin 320 bin adet olduğu düşünülmektedir. Bunlardan 270 bininin bilindiği belirtilmektedir.

Bunlardan da 70 bininden yararlanıldığı, yaklaşık 3 binin besin kaynağı, 25 bin kadarının tedavi amaçlı kullanıldığı, 5 bininin endüstriyel amaçlar için kullanıldığı, 15 bin kadarının da süs bitkisi olduğu uzmanlar tarafından söylenmektedir.

Dünya ticaretinde en çok konu olan tıbbi aromatik bitkiler; kahve, susam, sarımsak, kırmızı biber, yenibahar, karabiber, yeşil çay, hardal tohumu, haşhaş tohumu, zencefil, salep ve kimyondur. Yeryüzünde bu bitkilerin dağılışı eşit değildir.

Tropik bölgeler tür çeşitliliği bakımından en zengin yerler olarak gösterilmektedir. Kutuplara doğru tür sayısı azalmaktadır. Dünyada popüler kullanılan tıbbi bitki sayısı 4-6 bin, ticareti yapılan tür sayısının 3 bin civarında olduğu belirtilmektedir.

Tedavi amaçlı kullanımda bitkiler:

•Atropin: Atropa belladonna.
•Kafein: Coffea arabica.
•Kokain: Erytroxxylum coca.
• Efedrin: Ephedra türleri.
• Morfin ve kodein: Papaver somniferum.
• Quinin: Cinchona cordifolia Mutis ex Humb.
• Salisin (Salix) türleri Kullanımları: Orijinal ya da modifiye formları 2001-Fabricant ve Farnsworth tarafından keşfi örnek olarak
verilebilir.

İlerleyen zamanlarda birçok ilaç geliştirilmiştir. Bu durum tıbbî ve aromatik bitkilerin anatomik yapılarındaki etken maddelerin tayin edilmesi sürecini adeta zorunlu kılmıştır. Kimya biliminin gelişmesine paralel olarak bitki kimyasında da hızlı ilerlemeler kaydedilmiştir.

Bitkilerin tedavi edici etkilerinin yanı sıra ve gençliğe güzelliğe katkı sağlayıcı etkileri ile doğrudan bağlantılı olduğu belirlenen vitaminlerin XIX. yüzyılın sonlarındaki keşfi ile bilim dünyasında yeni sayfalar açılmıştır. Vitaminlerin keşfi bir çeşit kilometre taşı olmuş ve alan en gözde araştırma alanına dönüşmüştür.

Bitki biyokimyası araştırmacılığında halk tarafından yaygın olarak kullanılan bitkiler daha çok tercih edilen gurubu oluşturmaktadır. Binlerce yıldır; güzellik, koku, boyar madde elde edilmesi, tedavi gibi amaçlar ile kullanılan bitkiler laboratuvar koşullarında incelenmeye başlanmıştır.

Yeni saflaştırma tekniklerinin geliştirilmesi, çok hassas ölçüm yapabilen cihazların icadı, biyokimya alanı ve hemen ardından; biyoteknolojinin devreye girmesi alanı, bambaşka araştırmaların yapıldığı ve adeta insanın yeniden doğayla barıştığı, büyülü bir dünyaya çevirmiştir.

İlerleyen zamanlarda orman ve ovalarda; meçhuller deryasında yetişen yabani çiçeklere de sıra gelecek, genetiği ile oynanmamış bu bitkiler değer kazanacak ve daha nice yıllar insanın en önemli ihtiyaçlarının temininde doğal çözümler sunarak gençliğini, beden ve ruh sağlığını korumaya devam edecektir.KİMYASAL PEYZAJ

Bitkisel Kaynaklı Parfümler

“Tarih Sümerler ile Başlar” sözünden hareket ile parfümü Sümerlere ait bir parfüm şişesi ile başlatmak uygun olacaktır. Mezopotamya’daki kazılarda çıkarılan bu buluntu son derece önemlidir. Öküz başı şeklinde şekillendirilmiş bu obje sadece parfüm koymak amaçlı değil, aynı zamanda bir süs olarak,dini nedenlerle kullanılmamıştır.

Bu olağanüstü nesne, çok önemli bir zaman dilimine tanıklık etmektedir. Parfüm, 4.000 yıl önce Sümerler tarafından geliştirildi. Sümerler, dünyada ilk damıtma ve ekstraksiyon tekniklerini geliştiren medeniyettir.

İlkel damıtma teknikleri ile güzel kokulu bitkilerin özünü çıkarmayı keşfettiler. Parfümden önce güzel kokulu tütsüler kullanılırdı. Ateşin keşfinden sonra ağaç ve çalıları yakan insanlar bazı bitkilerin güzel kokular yaydığını fark etti. Ancak bu ağaç ve bitkileri tanıyıp onlardan tütsü yapmaları uzun yıllar aldı.

Çinliler ’in neolitik dönemde (Yeni Taş Devri) tütsü yakmayı bildiği ve M.Ö. 2.000’den itibaren de dinsel amaçla yaktıkları biliniyor. Yazılı kayıtlarda adı geçen dünyanın en eski parfüm yapımcısı, M.Ö. 2. bin yılında yaşamış olan “Tapputi” adlı Babilli bir kadın kimyacıdır. Kimyagerlik mesleğinin çıkış noktası da bu kabul edilir.

Yaklaşık 4 bin yıl önceden kalan başka bir parfüm atölyesi ve damıtma cihazları 2005’te Kıbrıs’ın kuzeyindeki Pyrgos kasabasında bulunmuştur. Parfüm yüzlerce yıl bir ilaç gibi de kullanılmış özellikle psikolojik sorunların çözümünde çok faydalı olmuştur.

Bitkisel ilaçlar, parfüm gıda ve boyar maddelerin yanı sıra tekstil malzemesi olarak kullanımına kadar daima insanlığın hizmetinde kullanılmışlardır.

İlk kez gül suyunu destekleyen İbni Sina, İbni Bin Cabir gerek tıp; gerekse kimya bilimin var olmasına büyük katkı sağlamış modern anlamda alanın temelini atmış çok önemli İslam âlimleridir. İbni Cabir’ in birçok formülü şifrelediği ve ölümünden hemen önce saç boyaları ile uğraştığı bilinmektedir.

KİMYASAL PEYZAJ

Jabir B Hayyan, 8. yüzyılda damıtmayı bir alembik kullanarak tarif etti.

Ülkemizdeki Mevcut Durum

Endüstriyel olarak gelişmiş ülkelerdeki bu doğaya dönüş hareketi yeni ve çok güçlü bir alanın oluşmasına neden olmuştur. Ülkemiz gerek coğrafi konumu gerek bağrında binlerce çiçek taşıyan nispeten bakir ekolojisi ile bu açıdan çok önemli avantajlara sahiptir.

Başta doğal parfüm, doğal boyar maddeler, ilaç/fitoterapi ve gıda katkıları olmak üzere bitki temelli geleneksel ürünler ülkemiz için çok yeni çok kapsamlı çevreci ve ülkenin her kesimini içine alabilen çok yaygın bir üretim alanı oluşturabilir.

Farklı yükseklik ve farklı sıcaklıklar ile yüzlerce faklı klimada yetişen yüzlerce doğal kaynaklı ürün ile dünya pazarında en büyük gücü oluşturabilir. Bu bir hayal olmayıp kolay ulaşılabilir bir hedeftir. İnovasyon, tüm bilimlerin üretimin ve gelişimin anahtarıdır ve unutulmamalıdır; “Kimyaya Hükmeden Dünyaya Hükmeder.”

KİMYASAL PEYZAJ

 

Prof. Dr. Nazan Apaydın Demir
Kozmetik Ürünler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

 

 

 

Kaynaklar 
1.Demir, Apaydın, N; 2017 Gece Kitaplığı, Ülkemizin Bitkisel Hammadde Kaynakları (İlaç, Parfüm ve Kozmetik Sektörleri İçin)
2.Demir, Apaydın, N; 2018 Parfüm(Laboratuvarda Yapılan Sanat)1. Basım; Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
3.Demir, Apaydın, N; 2018 Bitkisel Kaynaklarımızın Ekonomik Değeri(Kimya, Tekstil, Gıda ve Enerji) 1. Basım; Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

BÖLÜM SPONSORU

Öne çıkan haberler